Haberin raf ömrü var mı?
Evet, hızlı tüketimine alışkın olduğumuz haberlerin bir raf ömrü var.
Peki haberlerin raf ömrünü uzatmanın bir formülü var mı?
Son yıllarda gazetecilerin, editörlerin ve haber kurumlarının üzerine düşündüğü sorulardan biri de bu. Ve evet, bazı yöntemlerle, hemen her konudaki haberin ömrünü uzatmak mümkün.
Gazetecilik hızı ve son dakikaları seven, dinamik bir meslek olsa da zamanlamanın tek önemli kriter olmadığı, her an açıp okunabilecek ve geçerliliği kaybolmamış haberlere de uzun zamandır ilgiliyiz. Gazeteciler cephesinden bakacak olursak, her iki kategoride yazmak arasında birtakım farklar var. Bu yazıda, evergreen (her dem yeni) ve “sıcak haber” kavramlarına değindikten sonra, bazı ipuçları paylaşacağız.
Sıcak haberin cazibesi
Ani gelişen olaylar, kamuoyunu ve halkı ilgilendiren acil durumlar, ekonomik krizler, doğal afetler, savaşlar, siyaset gündemi, son dakika gelişmeleri gibi konu başlıkları hıza ve güncellemeye ihtiyaç duyduğumuz başlıklar… Hal böyle olunca zaten gündemde olan, hızlı tüketilebilir bu içeriklere çekiliyor, daha fazla bilgi sahibi olmak istiyoruz. Aslına bakarsak bu tür haberler, bize neler olup bittiğini hızlıca anlatan, okuduktan sonra artık eskidiği için tam anlamıyla tükettiğimiz içerikler. Gündemin her an sıcak kaldığı ve hızla değişebildiği Türkiye’de, genellikle bu sıcak haberleri tüketiyoruz. Çünkü gündemi yakalamak, olası bilgi ve güncellemeleri, olayın bireysel ve toplumsal yaşantımızdaki etkilerini öğrenmek ve varsa olası çözümler hakkında bilgi sahibi olmak istiyoruz.
Her ne kadar Reuters Enstitüsü tarafından yayınlanan 2022 Dijital Gazetecilik Raporu, habere olan ilginin dünya çapında azaldığını gösterse de, gündemi takip etme ihtiyacımız yadsınamayacak bir şekilde devam ediyor. Sıcak haberleri, yaşadığımız ülke ve dünyada neler olup bittiğini öğrenmek istiyoruz.
Sıcak haber takibi yapan gazeteciler, özellikle yeni bir haberi duyuran ilk muhabirse ya da zaten gündemde olan bir konuya dair farklı ve yeni bir söz söyleyecekse elbette daha avantajlı. Ve elbette en büyük yarışınız, kazanma şansınızın neredeyse hiç olmadığı zamana karşı. Sıcak bir gelişmeyi, hiç vakit kaybetmeden sunmanız gerekiyor. Bu zamanla yarışma hali yanlış bilgi paylaşımı, hatalar ve bazen kimi etik ihlalleri beraberinde getiriyor. Gazetecilerin özellikle bilgiyi teyit etme ve etik ihlalleri konusunda dikkatli olması şart. Ayrıca en fazla birkaç hafta ömrü olan sıcak haberinizden sonra, yenisinin peşinde koşmak için de çok fazla vaktiniz olmayacak.
Ancak ne kadar zor olsa da doğru yapıldığında sıcak haberlerin daha büyük kitlelere ulaşacağı ve gazetecilere kişisel bir tatmin sağlayacağını da belirtmek gerekir. Çünkü, herkesin konuştuğu ve muhtemelen bir süre daha konuşacağı konu hakkında yazıyorsunuz ya da yazdınız. Bu durum, özellikle konu hakkında çok fazla bilgi sahibi olan başka isimler yoksa, gazetecileri kanaat önderine dönüştürebilme ihtimalini de ortaya çıkarabilir.
Zaman yarışında bağımsız kalmak: Her dem yeni haberler
Dijital çağın koşulları her ne kadar hızlı olmayı öncelikli hale getirse de haberlerimizin bu yoğun gündemlerde “kaybolması” isteyeceğimiz en son şeylerden biri. Son yıllarda gazetecilerin önemli bir bölümü, haberin zamana duyarlı olmadığı bir terim olan her dem yeni diyebileceğimiz içeriklere yer veriyor. Bu tür haberlerin en büyük avantajı, zamanın sınırlılıklarından bağımsız olması.
“Evergreen” ismi de zaten bu zamansızlığa atıfta bulunuyor, “yıl boyunca yeşil yapraklarını dökmeyen” tanımı, içeriğin uzun süreli olduğu anlamına geliyor.
Kısacası başlarken bahsettiğimiz raf ömrü sorununu ortadan kaldıran içeriklerin tamamı bu kategoride. Yayınlandıktan uzun süre sonra okunmaya ve güncelliğini korumaya devam eden haber ve araştırmalarda, ele alınan konunun, yayınlandığı anda hemen tüketilme zorunluluğunun olmaması hem gazeteci hem de okur için avantaj sağlıyor.
Her dem yeni haberler, haber sitelerine zaman içinde sürekli trafik kazandırabildiği için haber odaları için önemli bir konumda. Haber kuruluşları ve platformlar, sosyal medya kanalları aracılığıyla bu zamansız bu makaleleri birçok kez yeniden paylaşabiliyor.
Örneğin şu an okuduğunuz veya NLTR’de sık sık yer verdiğimiz “Nasıl yapılır?” yazıları, bu türe örnek. İklim gazeteciliği, çözüm gazeteciliği, podcast içerikleri ve bazı kültür sanat haberleri sıcak haber olabilse de “evergreen” olma potansiyelini de görüyoruz. Ayrıca alanında uzman isimlerle yapılmış söyleşiler, gazetecilerin kullanabileceği dijital araç ve uygulamaların tanıtıldığı içerikler, tematik listeler de bu türün örnekleri arasında yer alıyor.
Evergreen haber ve araştırmalar yazmak isteyenlerin işini kolaylaştırabilecek birkaç örneği, Digital Marketing Institute’in önerilerinden hareketle şöyle sıralayabiliriz:
- “Geçen yıl, geçen hafta, yılın başında…” gibi zaman ifadeleri kullanmaktan kaçınmakta fayda var.
- Haberde yer verdiğiniz referansların güncel olduğundan emin olun. 2022 yılı içinde hazırlanmış bir yazıda, beş yıl öncenin verilerini paylaşıp üzerine konuşmak pek de verimli olmayacaktır.
- Doğru anahtar sözcük kullanımı, okur kitlenizin doğrudan sizi bulması için önemli.
- Haber yazımının en temel kuralı herkesin anlayabileceği bir üslup ve dil kullanmak, bu cepte. “Evergreen” yazı ve haberlerinizde de aynı kural geçerli. Konu ne olursa olsun teknik dilden ve karmaşık terimlerden kaçınmanız gerekiyor. Sonuçta ilk ve temel amacımız anlaşılır olmak.
- Blogunuzda ya da haber sitenizde “evergreen” içeriklere yönlendiren bir kategori oluşturarak vurgulamak işe yarayabilir.
- “Evergreen” içeriklerin raf ömrü uzun olsa da, haberlerinizde güncelleme yapmanız da gerekecektir. Konuyu takip etmeyi ve gerekli güncellemeleri yaptıktan sonra, değişiklik yaptığınızı belirten hatırlatmalarla haberinizi yeniden duyurabilirsiniz.