NFT’lerin gerçek değil; fiktif bir değeri vardır. NFT’lerin gerçekten değerli olduğunu cansiperane bir şekilde savunanlar genelde NFT satın alıp fiyatının artmasını bekleyenler ile NFT yapıp satmaya çalışanlardır. Şu çok açık ki bugün NFT almak isteyenden çok NFT satmak isteyen var. Kasım 2021’den bu yana birincil ve ikincil piyasadaki alışveriş miktarı yüzde 90 oranında düştü. Eğer NFT balinaları yeni bir dalga yaratamazlarsa elde kalan patatesler can yakmaya başlayacak.
Tabii burada esas canı yanacak olanlar bu NFT’leri para verip alanlar. Çünkü satın aldığınız NFT’yi aldığınız fiyata satamazsanız reel kaybınız var demektir. Ama bilgisayar başında NFT yapıp satan bir tüccarsanız tek kaybınız harcadığınız saatler olur; bu zamana kadar sattıklarınız da yanınıza kâr kalır.

Kabul edelim, bu piyasada kimsenin sanatla ilgilendiği falan yok. Herkes, bilerek ya da bilmeyerek, üçkâğıt peşinde. OpenSea bir kumarhanedir. Denetimsiz, düzenlemesiz, kuralsız bir borsadır. Sanatla, yaratıcılıkla ve teknolojik inovasyonla alakası olduğundan çok dolandırıcılık ve spekülasyonla alakası vardır. Her borsa piyasasında spekülasyon vardır (NFT veya kripto borsalarının spekülasyondan azade olduğunu düşünmek için hiçbir nedenimiz olmadığı gibi bu piyasalarda diğerlerinden daha fazla spekülasyon olduğunu düşünmek için birçok neden gösterebiliriz). Bu yüzden de borsalar resmi kurumlar tarafından regüle edilir. Fakat [yasal] borsalar regüle edildiği için istedikleri seviyede manipülasyon yapamayan spekülatörler, buldukları ucuz ve bol parayı böyle denetimsiz kripto piyasalarda balon yaratmak için kullanıyorlar. Bir tarafta balon olmasın diye kısıtlayıcı kurallara tabi olan ve denetlenen borsalar, diğer tarafta neredeyse hiçbir kurala tabi olmayan ve doğru dürüst denetlenmeyen kripto borsaları. Buna kurumsal arbitraj denir.
Öte yandan, hepimiz biliyoruz ki, kumarda kazanmanın en garanti yolu kumarhanenin sahibi olmaktır. Dolayısıyla bu tarz piyasalarda borsayı işletenler daima kazanır. Nasıl kriptopara tezgâhında BtcTurk, Paribu, Binance, Coinbase gibi borsa sermayedarları kazanıyorsa NFT piyasasında da işlem başı yüzde 2,5 garanti komisyon alan OpenSea kazanıyor. OpenSea’de bu zamana kadar toplam 13 milyar dolarlık NFT alım satımı yapılmış. Buna göre OpenSea’nin sadece komisyonlardan elde ettiği gelir 325 milyon dolar. İşi komisyonculuk olan bir şirket için gayet iyi…
Gösterişçi tüketim ve ikinci yaldızlı çağ
NFT bir grup insan için zengin olma fırsatı sunarken bir grup insan için de bir nevi kulüp üyeliği, sosyoekonomik sinyal ya da Veblen’in tabiriyle gösterişçi tüketim aracı oluyor. Maliyetinin 200-300 dolar olduğunu bildiğiniz bir Burberry çantaya neden 6000 dolar verirsiniz? Çünkü bir çantaya 6000 dolar ayırabilecek kadar zengin olduğunuzu göstermek istersiniz. Burberry çanta, Patek kol saati ya da Christian Louboutin ayakkabılar zenginlerin zengin olduklarını cemiyete gösterme aracıdır. Aynı şekilde marjinal (kopyalama) maliyeti sıfır lira olan bir “Canı Sıkılmış Maymun” NFT’sine kim bir milyon dolar verir? Tabii ki Paris Hilton gibi zengin aylaklar kulübü üyeleri… Yani celebrity’lerin NFT almalarının dört işlevi var: medya dalaveresini köpürtmek, sisteme yeni girecek olan enayilere (boş) güven vermek, gösteriş yapmak ve, tabii ki, vergi kaçırmak. Ne zaman zengin insanlar görünüşte anlamsız bir şeye bu kadar çok para harcıyorlarsa bilin ki vergi kaçırıyorlardır.
Daha büyük resimden bakacak olursak… Kapitalizm, tanımı gereği, sürekli büyümeye ve artık değer üretmeye mecburdur. Fakat görüyoruz ki neredeyse tüm dünyada büyüme oranları istenilen seviyelerin altında, reel faizler eksilerde, işsizlik uzun süredir bir trend olarak yükselişte, eşitsizlik artıyor, servet giderek daha az insanın elinde yoğunlaşıyor. Buhar makinesi, tren, otomobil, elektrik, bilgisayar gibi hem ekonomik hem toplumsal manada çığır açan icatlar uzun süredir çıkmıyor. Her sene iPhone 11, iPhone 12, iPhone 13 diye çok küçük geliştirmelerle aynı telefonun laciverti piyasaya sürülüyor. Yeni bir Kondratieff çevrimine giremeyen kapitalizm, son 15-20 yıldır Segway, Bitcoin, Hyperloop, Google gözlük, NFT, Mars’a yolculuk, Metaverse ve benzeri çok teknolojik gözüken ama gündelik hayatta anlamlı hiçbir işe yaramayan, fiktif, spekülatif, “overpromised” ve “underdelivered” inovasyonları pazarlıyor sürekli bizlere.
Yanlış felsefe
Şunu bir düşünün: NFT hangi kritik soruna çözüm üretiyor?
Bakın, mesela, sınır teknolojideki ekran kartları çok pahalıdır. Çünkü üretimi gerçekten çok zor ve maliyetli. Dünyada ekran kartı üreten 2-3 şirket var. Belirli bir zamanda az sayıda üretilebildiği için spot talebi karşılayamayacak kadar kıt bir ürün gelişmiş ekran kartları. “Gerçek” bir üretim kıtlığından bahsediyorum. Fakat NFT’ler hiçbir gündelik soruna çözüm üretmediği gibi tamamen yapay bir kıtlık yaratarak yüksek fiyatlara ulaşmaya çalışıyor. Bu çok saçma. İnsanlık olarak, neden yapay kıtlıklar yaratmak isteyelim ki? Bedavaya sonsuz sayıda yeniden üretebileceğimiz bir JPEG dosyasını neden kıt hâle getirip milyon dolarlara satalım?
İnsanlık üretimi ucuzlatıp tüketimi topluma yayarak ilerler. Mesela, önce sanayi devrimi sonra da Fordist üretim modeli, eskiden sadece ayrıcalıklı insanların sahip olabildiği tüketim mallarını ucuzlatarak geniş kitlelerin de bu mallara ulaşmasını sağladı. Salvador Mundi tablosu Muhammed bin Selman’ın yatında duruyor. Ama baskı teknoloji sayesinde isteyen herkes Salvador Mundi’nin bir kopyasını evinin duvarına asabilir. “Kopyalama” fikri ve pratiği insanlığın en büyük icatlarından biridir. Ve gelinen noktada dijital evrende kopyalamanın maliyeti sıfıra kadar düştü. Artık bir bilgisayarı ve internet bağlantısı olan herkes hiçbir ekstra ücret ödemeden resimlere bakabilir, müzik dinleyebilir ve film izleyebilir.
İnsanlık bu noktaya gelmişken birilerinin çıkıp dijital eserlere uydurma bir orijinallik atfedip buna milyon dolar değer biçmesi kelimenin tam manasıyla oksimoron. Diyeceğim, NFT mevcut hâliyle bir balondur ve NFT’nin geleceğe dair vaatleri de, olsa olsa, gericidir. Kara para aklama, vergi kaçakçılığı, siber soygunlar ve güvenlik açıklarına hiç girmiyorum bile.