Gazetecilik mesleğinde hız önemli bir kriter. Olay yerine ilk önce gitmek ya da dava dosyasına ilk önce ulaşmak muhabirler arasında adeta bir yarış. Mesleğin doğasındaki bu yarış internet teknolojilerinin gelişmesiyle yeni bir boyuta geçti. Hızlı olmaya atfedilen önem, derinlemesine araştırmayı, teyitli bilgi ve güvenilir kaynağı gölgesinde bıraktı.
Paralel olarak dijitale geçişle veri üretimi orantısız bir şekilde büyüdü. Dijital ortamda yayınlanan bilgi miktarı her dört yılda bir ikiye katlanıyor. İnfobezite (Infobesité) alanında çalışan Fransız gazeteci ve akademisyen Caroline Sauvajol-Rialland’a göre, son 30 yılda 5 bin yıllık tarihten daha fazla bilgi üretildi.
7/24 yayıncılık ve son dakika haberlerinin makul görüldüğü dijital çağda bir haberin üretimi için ayrılan süre dakikalarla ölçülebiliyor. Gelişmeleri yüzeysel bir şekilde ilk yayınlayan olma yarışının sürdüğü dijital haber mecralarında “Ayrıntılar gelecek” cümlesiyle birkaç satırın haber olarak girilmesi oldukça yaygın.
Tüm bu hız yarışında bilgi bombardımanına kapılmadan sindirerek haber üretmek de tüketmek de lüks hâline geldi. Bu noktada yavaş gıda, yavaş şehir, yavaş seyahat, yavaş moda gibi hareketlere yavaş gazetecilik eklendi. Hızlı ve yüzeysel haberciliği karşısına alan yavaş gazetecilik (slow journalism), ilk olarak geçmişte Reuters ve The Guardian gibi kurumlarda muhabirlik yapmış gazetecilik akademisyeni Susan Greenberg tarafından 2007’de ortaya atıldı. Gazetecilik gibi dakikaların hatta saniyelerin önem taşıdığı bir meslekte zamanı yavaşlatma amacı taşıyan yavaş gazetecilik, genel geçer bilgilerden ziyade bir hikâyenin aktarıldığı, farklı bakış açılarına yer veren, çeşitli kaynak kullanımına sahip, derinlemesine araştırılmış ve hız kaygısı taşımayan haber olarak tanımlanıyor.
Haber üretiminde harcanan zaman ve haberin kalitesi arasında pozitif korelasyon olduğunu savunan Greenberg, yavaş gazetecilik kavramını yavaş gıda (slow food) hareketinden yola çıkarak ortaya attı. Üretimi ve tüketimi için zaman ayrılması gereken, kaynağı bilinen ve içinde hikâye barındıran yavaş gıda özelliklerinin haber için de geçerli olduğunu düşünen Greenberg, günlük haberlere dijital ortamda ve ücretsiz ulaştığımızı belirterek, geleneksel basının okurunu kaybettiğini söylüyor. Yavaş gazeteciliğin başkalarının kaçırdığı hikâyeleri fark eden, araştırma için zaman ayıran bir tür olması gerektiğini düşünen Greenberg’e göre sektördeki bu tür, mesleğin yüksek standartlarıyla büyümeli.
Haber yorgunluğuna çare olabilir mi?
Nieman Journalism Lab Kurucusu gazeteci Joshua Benton yavaş haberin, haber yorgunluğu nedeniyle habere sırtını dönen insanlarla yeniden etkileşim kurmanın bir yolu olarak önerildiğini söylüyor. Yavaş haberin gazeteciliğin temel sorunlarından biri olan haber yorgunluğuna potansiyel bir çözüm olarak görülebileceğini düşünen Benton, yavaş haber medyasının, daha az hikâye yayınlayarak ve haber küratörlüğü sağlayarak, günümüz medya ortamındaki hızlı haber arzına bir alternatif sunacağını söylüyor.
Sidney Üniversitesi iletişim akademisyeni Dr. Megan Le Masurier’e göre yavaş gazetecilik yeni bir uygulama değil. Yüzyıllardır yavaş yavaş üretilen ve tüketilen gazetecilik türleri olmasına rağmen yavaş gazetecilik kavramının ortaya çıkmasını, son yıllardaki gazeteciliğin hız temelli olmasına, kalitenin düşmesine ve aşırı üretimine bağlayan Le Masurier’a göre yeni olan, yavaş gazeteciliği benimseyen ve uygulamalarını finanse etmek için yeni iş modellerini deneyen yeni medya kuruluşlarının ortaya çıkması.
Yavaş gazetecilik ve araştırmacı gazetecilik ilişkisi
İngiliz medya teorisyeni Hugo de Burgh, araştırmacı gazeteciyi gerçeği keşfeden ve mevcut olan herhangi bir medya aracılığıyla aktaran kişi olarak tanımlıyor. Araştırmacı gazeteciliğin tanımında yer alan derinlemesine araştırma ve eleştirel bakış açısı, yavaş gazeteciliğin akademik tanımını oluşturmada kolaylaştırıcı olsa da okuyucunun üretim ve tüketim sürecinde aktif rol alması yavaş gazeteciliğin uygulamadaki farkı oluyor.
Yavaş gazetecilik anlayışını benimseyen pek çok yayın geçtiğimiz yıllarda hayata geçti. Le Figaro’nun eski muhabiri Patrick de Saint-Exupéry, 2008 yılında güncel gelişmelerden uzakta olayları analiz eden Fransızca XXI dergisini çıkarmaya başladı. İsmiyle 21. yüzyıla atıfta bulunan dergi özgür gazetecilik vaadinde bulunuyor. 3 ayda bir yayınlanan XXI; gazeteci, yazar, fotoğrafçı ve çizgi roman yazarları iş birliğiyle çıkartılıyor. Patrick de Saint-Exupéry için gazetecilikte nesnellik bir anlam ifade etmiyor. Gazetecinin çalışmalarında öznelliğe yönelmesi, bu öznelliğin köşede kalmış, az konuşulan hikâyeleri ortaya çıkarması gerekiyor. Tıpkı XXI’de yayınlanan Orta Afrika Cumhuriyeti’nde yaşayan İtalyan Hristiyan misyonerlerin hikâyesi gibi.
Hız yarışındaki medyaya panzehir: Delayed Gratification
Yavaş gazetecilik alanında en bilinen yayınlardan Delayed Gratification, 2011 yılında gazeteciler Rob Orchard ve Marcus Webb tarafından İngiltere’de kuruldu. Ertelenmiş haz anlamına gelen yayın 3 ayda bir 120 sayfa olarak yayınlanıyor. Reklam almayan derginin temel gelir kaynağını abonelik sistemi oluşturuyor. Modern haber üretiminin advertorial ve tekrarlanan basın bültenlerinden oluştuğunu söyleyen yayın, buna panzehir olarak yavaş gazeteciliği gösteriyor.
Yavaş gazetecilik için kitle fonlaması
Yavaş gazeteciliğin tanınan diğer bir ismi ise De Correspondent. Hollanda merkezli Flemenkçe yayın yapan kurum, 2013 yılında duyurduğu kitle fonlaması sonrasında 1 milyon eurodan fazla bağış toplayarak çevrim içi yayına başladı. Bu tutar yayın dili İngilizce olmayan bir kurum için büyük başarıydı. De Correspondent, günlük haber akışını reddederek, uzmanlaşmış gazetecilerle güncel bir temelde derinlemesine ve kronolojik çalışma prensibi benimsiyor. 2015 yılında içeriklerini İngilizce’ye çevirmeye başlayan De Correspondent, sadece İngilizce içeriklerden oluşan yeni bir yayın için harekete geçmişti. ABD’de kurulan The Correspondent için kitle fonlamasıyla 2.6 milyon dolar toplanmıştı. 30 Eylül 2019’da başladığı yayın hayatına 1 Ocak 2021 itibariyle finansal nedenlerle son verdi.
Ön yargılı fikirlerden ve haber zapından uzak
Le Monde gazetesinde uzun yıllar çalışan ve yayın yönetmeni olarak da görev yapmış gazeteci Éric Fottorino, 2014 yılında Le un dergisini çıkardı. Haftalık olarak yayınlanan dergi, akış hâlindeki fazla bilginin konuyu bulandırdığını düşünüyor ve bu nedenle tek bir gündem konusuna odaklanıyor. Reklamsız yayının özgür olabileceğini düşünen ve abonelik sistemiyle gelir elde Le un; yazar, bilim insanı, araştırmacı, sanatçı, ekonomist, sosyolog ve antropologların yanı sıra okuyucularının katkılarıyla hazırlanıyor. Le un, okuyucularına ön yargılı fikirlerden ve haber zapından uzak, günümüzün temel sorunlarına ışık tutan bir dergi vaadinde bulunuyor.
Yavaş gazetecilik yapan organizasyonlar
Tortoise, ProPublica, The Atavist, The Sprawl, Long Play, Slow News, Zetland, Ricochet, Jot Down ve Krautreporter dünyadaki diğer yavaş gazetecilik örneklerinden. Hareketli gündemine rağmen Türkiye’de de son yıllarda yavaş gazetecilik örnekleri görmek mümkün. “Gündemin unutturduklarını hatırlamak için” mottosuyla yayın yapan ve olayları kronolojik sırayla arşivleyen Fikritakip, yüzeysel ve kullan at haberciliğin aksine araştırma ve bilgiye dayalı, iyi gazetecilik pratiklerini benimseyen Gezegen24, yenilikçi gazetecilik formatları denemeye açık ve araştırma odaklı İklim Gazetesi, gündemin toz bulutu içinde kaybolmadan, kendi kürasyonuyla olup biteni araştıran ve tasarım hikâyelere dönüştüren Kuest Medya bu örneklerden birkaçı.