Dijital çağda araştırmacı gazetecilik ve gazetecilik araştırmalarının yeni biçimleri

arastirmaci-gazetecilik-arastirma-acik-kaynak

Araştırmacı gazetecilik, gazeteciliğin en çok ilgi çeken biçimlerinden biri. Fakat her ne kadar çok imrenilen, ilgi çeken ve takdir gören bir alan olsa da “Araştırmacı gazetecilik nedir?” sorusuna birbirinden farklı pek çok yanıt veriliyor. Belli anlatı formlarını tanımlamak kolay değildir. Bu varsayımla araştırmacı gazetecilik için de birden fazla tanım kullanılması normal sayılabilir. Farklı formların tanımlarının birbiriyle iç içe geçmesi, o anlatı formunun özünü anlamamızı güçleştirebilir. Söz konusu araştırmacı gazetecilik olduğunda da bu sorun karşımıza çıkıyor. Sorunun kaynağında yatan sebeplerin bir kısmı çeviri sorunuyla, bir kısmı ise farklı yaklaşımlarla ilgili.

Dijitalleşme ile birlikte tüm gazetecilik pratikleri gibi araştırmacı gazeteciliğin de dönüşmeye başlaması, tanımların da bu dönüşümden payını alarak daha karmaşık bir hâle bürünmesi masada duran bir diğer gerçeklik. Biz de bu sebeple araştırmacı gazetecilik (investigative journalism), gazetecilik araştırması (journalistic research), açık kaynak gazeteciliği (open-source journalism) ve açık veri gazeteciliği (open data journalism) gibi kavramlara ve kavramların tanımlarına dair bir miktar berraklaşma sağlamayı umduğumuz bir rehber hazırlama çabasına giriştik. 

Araştırmacı gazetecilik nedir? Ne değildir? 

UNESCO tarafından yayınlanan araştırmacı gazetecilik el kitabı, araştırmacı gazeteciliği şöyle tanımlıyor:

“Araştırmacı gazetecilik, kasıtlı şekilde ya da yanlışlıkla güç sahibi bir kişi tarafından anlaşılmasını güçleştirmek adına kaotik gerçekler ve koşullar yığınının ardına gizlenen hususların ifşasını içerir. Hem gizli hem de açık kaynakları ve belgeleri kullanmayı gerektiren bir gazeteciliktir.” 

Bu tanımda “hem gizli hem de açık kaynakları ve belgeleri kullanmayı gerektiren” ifadesinin altını çizdikten sonra, Global Investigative Journalism Network Yöneticisi David Kaplan’a kulak verelim. Araştırmacı gazeteciliğin farklı tanımları olduğunu belirten Kaplan, yine de gazetecilerin çoğunun üzerinde anlaştığı, bir araştırmacı gazetecilik eserinin sahip olması gereken 5 temel özelliği sıralıyor:

  1. Sistematik, derinlemesine ve özgün habercilik niteliği taşıma
  2. Bir hipotezle başlama
  3. Açık kaynak ve verileri analiz etme
  4. Gizli ve saklı bilgileri kamuya açma
  5. Sosyal adalet ve hesap verilebilirliğe odaklanma

Araştırmacı gazeteciliğin ne olduğuna dair bir perspektif çizdikten sonra, araştırmacı gazeteciliğin ne olmadığı sorusunu da cevaplayan Kaplan, ülkemizde de örneklerine rastladığımız sızıntı gazeteciliğini (leaked journalism) eleştiriyor. Sızıntı gazeteciliğinin araştırmacı gazetecilik olmadığını, sadece sızdırılmış bilgileri yayınlamanın araştırmacı gazetecilik olarak tanımlanamayacağını vurguluyor. “İyi araştırmacı gazeteciler sızıntıyı araştırmacı gazeteciliğin kendisi değil, başlangıcı olarak görür” diyen Kaplan, bir başka genel kanıya değinmeyi de ihmal etmiyor. “Araştırmacı gazetecilik, suç ve yolsuzlukla ilgili olmak zorunda değildir” diyor ve sağlıktan insan haklarına pek çok konunun araştırmacı gazeteciliğin nesnesi olabileceğini ifade ediyor.

Gazetecilik araştırması ve araştırmacı gazetecilik

Türkiye’de habercilik ortamının çeşitli gerekçelerle kolay ve vasat olan üzerine kurulu bir anlayışa tutunduğunu söylemek hiç de acımasız olmayacaktır. Bu durumun yarattığı sonuçlardan biri ise, bu çemberin dışına çıkmayı başaran habercilik pratiklerinin önemini haddinden fazla abartmak oluyor.

Çoğunlukla ajans haberlerinin ya da başka mecralardaki haberlerin ufak değişikliklerle aynı biçimde servis edildiği medya ortamında, azıcık araştırma içeren herhangi bir haber “araştırmacı gazetecilik” faaliyeti olarak göklere çıkarılabiliyor. Fakat, yalnızca kısaca değindiğimiz tanımlardan da anlaşılabileceği üzere, araştırmacı gazetecilik hem açık hem de kapalı kaynakları içermesi gereken, bir hipotezi olan ve gizli, saklı bilgileri açığa çıkaran bir faaliyet. Bu yüzden internetten bulunabilen açık kaynaklar üzerinden bir araştırma yapmak, oldukça değerli bir gazetecilik faaliyeti olsa da araştırmacı gazetecilik kümesine her zaman kolaylıkla dahil edilemiyor. Bu noktada gazetecilik araştırmasıyla (journalistic research) araştırmacı gazeteciliği (investigative journalism) birbirinden ayırmak şart oluyor. 

Kullandığı kaynak biçimlerinin yanı sıra araştırmacı gazeteciliğin yaklaşım olarak da geleneksel gazetecilikten oldukça farklı olduğunu belirtelim. Yine UNESCO’nun daha önce andığımız rehberinde yer alan Mark Lee Hunter ile Nils Hanson tarafından kaleme alınan “Araştırmacı gazetecilik nedir?” başlıklı yazıda yer alan ifadeleri akılda tutmak gerekiyor:

“Bazı gazetecilerin söylediğinden farklı olarak, araştırmacı gazetecilik sadece iyi yapılmış eski usul gazetecilik değildir. Yine de her ikisinin gazetecilik biçimi de ne, nerede, ne zaman ve kim unsurları üzerine kuruludur. Fakat araştırmada ‘neden’ sorusu ‘nasıl’ sorusuna dönüşür. Diğer maddeler ise sadece niceliksel olarak değil, niteliksel olarak da geliştirilir. ‘Kim’ sorusunun cevabı sadece isim ve unvan değildir, karakter özellikleri ve tarzı olan bir kişiliktir. ‘Ne zaman’ bugüne değil, bir tarihsel sürekliliğe, anlatıya tekabül eder. ‘Ne’ yalnızca bir olay değil, sebepleri ve sonuçları olan bir fenomendir. ‘Nerede’ yalnızca bir adres sorusu değil, belli şeylerin az ya da çok mümkün olabildiği bir sahnedir. Bu unsurlar ve detaylar araştırmacı gazeteciliğe duygusal etkisini kuvvetlendirecek en yüksek estetik kaliteyi sağlar.” 

Açık kaynak gazeteciliği

Araştırmacı gazetecilik dediğimiz anlayış ve anlatı biçimini bu şekilde tanımlamak mümkün olsa da, gazetecilik araştırmalarının dijitalleşmenin etkisiyle çok çeşitli formlar aldığını gözlemlemek mümkün. Bu formların bir kısmı araştırmacı gazetecilik ile ciddi benzerlikler gösteriyor. Bahsettiğimiz formların en popülerlerinden biri de açık kaynak gazeteciliği (open-source journalism). İlk defa 1999 yılında Andrew Leonard’ın salon.com için kaleme aldığı bir makaleye attığı başlıktan adını alan bu yaklaşım yurttaş gazeteciliği ve katılımcı gazetecilikle akraba kabul edilen bir yaklaşım.

Açık kaynak gazeteciliği özetle, yazılan bir hikâyenin okuyucu geri bildirimleri ve kaynak önerileri doğrultusunda geliştirilmesini içeriyor. Tabii 1999’da yapılan bu tanımın bugünün açık kaynak gazeteciliği faaliyetlerini tam olarak kapsamadığını da not düşmek gerekiyor. Bugün çok geniş kaynaklardan yararlanan inovatif gazetecilik biçimleri bu tanım altındaki faaliyetlerin çoğunluğunu oluşturuyor. Yine de tanımın işaret ettiği yaklaşım bir miktar dönüşmüş olsa da, esas niteliği ve işlevi yerinde duruyor.

Business Insider’da konuyla ilgili bir yazı kaleme alan Audrey Schomer, daha çok kişinin dahliyle gerçekleşen açık kaynak gazeteciliğinin medyaya güveni yeniden inşa edebileceğini savunuyor. Gallup/ Knight Foundation’ın araştırmasına göre, Amerikalıların yüzde 74’ü gazetecilerin sosyal medya aracılığıyla okuyucularla etkileşime geçmesinin yararlı olduğunu düşünüyor. Yüzde 93’ü ise, gazetecilerin bir sosyal medyayı haberdeki ek araştırmaları ve arka plan bilgilerini paylaşmak için kullanmalarının olumlu olduğu yönünde görüş bildiriyor. Yine aynı yazıda 2016 yılında Washington Post’tan David Fahrenthold’un Donald Trump’ın başkanlık kampanyasına yapılan bağışlarla ilgili yaptığı Pulitzer ödüllü haberin kitle kaynaklı bilgi toplama (crowdsource information) yöntemini kullandığının altı çiziliyor. Gazetecilik tarihi boyunca önce büyük ilgi toplayıp takdir kazanan, ardından yalan kaynaklara dayandığı ortaya çıkan pek çok araştırmacı gazetecilik faaliyeti olduğunu hatırladığımızda bu yöntemin güven konusunda sağlayabileceği avantajları daha iyi kavramak mümkün. 

Açık kaynak kullanımının Türkiye’de özellikle Twitter üzerinden gazetecilik yapan isimler tarafından sık kullanıldığını da eklemek gerekiyor. Bu konuyla ilgili daha detaylı bilgi edinmek isteyenler, Twitter üzerinden gazetecilik yapan Baransel Ağca ve Metin Cihan’ın bu konudaki tecrübelerini paylaştıkları “Twitter ile gazeteciliğe başlamak: Kendimi gazeteci olarak buldum” başlıklı yazıyı okuyabilir.

Açık veri gazeteciliği

Dijital çağın bir diğer önemli ve popüler gazetecilik araştırması biçimlerinden biri de veri gazeteciliği. Çoğunlukla internetten ulaşılabilen açık verilerden yararlanarak oluşturulan veri gazeteciliği çalışmaları, tıpkı araştırmacı gazetecilik faaliyetleri gibi hükümetlerin medya aracılığıyla denetlenebilir kılınması konusunda oldukça değerli araştırmaların ortaya çıkmasına olanak sağlıyor. Fakat veri gazeteciliğinin de açık kaynak gazetecilik yöntemini kullanması gerektiğini söyleyenler mevcut.

The Guardian’da konuyla ilgili bir yazı kaleme alan Simon Rogers, veri gazeteciliğinin de verinin kaynağını ve incelenme sürecini okuyucuyla paylaşan bir formda sunulması gerektiğini, rakamların düşündüğümüz kadar güvenilir olmayabileceğini söylüyor. Yine konuyla ilgili Slate‘e “Yalanlar, kör olasıca yalanlar ve açık veri” başlıklı bir yazı yazan David Eaves “Hükümetle ilgili bilgilere erişebilmek ve yeniden kullanabilmek için seferber olan çoğumuz için beklemek ve tatlı zaferimizin tadını çıkarmak kolay olurdu” diyen yazar tartışmaları depolitize etmenin ve açık verinin kendi başına siyaseti radikal bir şekilde dönüştüreceğini ummanın hata olacağını belirtiyor. Elde edilen verilerin de sorgulanması ve başka veri setleriyle karşılaştırılması gerektiğini belirtiyor.

Tüm bu örneklerden anlayabileceğimiz üzere, dijitalleşme ve sosyal medyanın yarattığı etkileşim sadece hikâyelerin sunuluş biçimini değil, aynı zamanda üretim biçimini de etkiliyor. Araştırmacı gazetecilik refleksleri yeni gazetecilik araştırmaları biçimlerine mecburen sızarken, internetin yarattığı açık kaynak olanakları da araştırmacı gazeteciliği dönüştürüyor.

Yazar hakkında

Akın Art

İstanbul Bilgi Üniversitesi İşletme lisans ve Uluslararası Ekonomi Politik yüksek lisans bölümlerinden mezun oldu. Deutsche Welle Akademie, Hochschule Bonn Rhein-Sieg ve Bonn Üniversitesi’nin ortak "Uluslararası Medya Çalışmaları" yüksek lisans programında eğitimini tamamladı. 2013’ten beri çeşitli haber kuruluşları için editörlük ve serbest olarak muhabirlik, yazarlık yapıyor. 2011 yılından beri edebiyat dergileri ve gazetelerin kitap eklerinde şiirleri, eleştiri ve tanıtım yazıları yayımlanıyor. “mevsimler ve temmuzlar” adlı bir şiir, “Bir gün bir gün” adlı bir uzun öykü kitabı var. Gazeteciliğe Almanya’da devam ediyor.Türkiye’de editör olarak çalıştı. 2019 yılından beri gazeteciliğe serbest olarak devam ediyor. Nida Dinçtürk ve Seda Karatabanoğlu ile birlikte Dünya Podcast’i ve bir haftalık mail bülteni olan Dünya Bülten’i hazırlıyor. 2015 yılında yayımlanan bir şiir, 2018 yılında yayımlanan bir uzun öykü kitabı var. Ali Sözen ile birlikte Paul Klee’nin şiirlerini Almanca’dan Türkçe’ye çevirdi, kitap olarak 2019 yılında yayımladı. 2011 yılından beri edebiyat dergileri ve gazetelerin kitap eklerinde şiirleri, eleştiri ve tanıtım yazıları yayımlanıyor.