Bilgisayar ekranına büyüteç tutan bir animasyon, lensin içerisinde farklı güvenlik tehditlerinin isimleri yazıyor.

Dijital güvenliği ciddiye almalıyız

NewsLabTurkey Ne Okuyor’dan Herkese Merhaba!

Bu hafta odağımızda dijital güvenlik sorunu var. Geçtiğimiz hafta bu alanda oldukça yoğun bir gündemi geride bıraktık, bu yüzden neler olduğunu ve son dönemde nasıl tehditlerin yaşandığını ele almak iyi oldu.

“Ne Okuyoruz” bölümünde ise hayatını kaybeden gazeteciler, Twitter’ın devletlerden aldığı talepler, iklim gazeteciliğinin önemi ve daha fazlasını bulabilirsiniz.

Bu hafta NewsLabTurkey’den iki duyurumuz var. Research Hub “Günlük Gazetelerde Sıradan İnsan Haberleri” başlıklı yeni raporunu yayınladı. Günlük gazetelerde sıradan insanların nasıl yer aldığını irdeleyen raporu bu linkten okuyabilir ya da podcast olarak dinleyebilirsiniz.

İkinci duyurumuz da yeni açılan iş ilanlarımız. Eğer NewsLabTurkey ekibinin bir parçası olmak istiyorsanız Kariyer sayfamızdaki ilanlara göz atıp uygun olduğunuzu düşündüğünüz pozisyonlar için başvurunuzu bize gönderin.

Görüş, yorum ve önerilerinizi her zaman bekliyorum. 

Haftaya görüşmek üzere!

—Ahmet A. Sabancı

Twitter'ın güncel şeffaflık raporunda devletler tarafından yapılan içerik kaldırma talepleriyle ilgili tablo.
Twitter

Bu hafta ne okuduk?

GAZETECİLERİN HAYATINA SALDIRANLAR

Geçtiğimiz hafta içerisinde dünyanın farklı yerlerinden gelen gazeteci ölüm haberleri bir kez daha mesleğin ne kadar tehlikeli olabileceğini ve gazetecilerin her gün ne kadar farklı tehditlerle karşı karşıya kaldığını hatırlattı.

Tiflis’te aşırı sağcı grupların homofobik saldırılarında ağır yaralanan gazeteci Alexander Lashkarava maalesef hastanede hayatını kaybetti. 37 yaşındaki kameraman, saldırılarda yaralanan 50’nin üzerindeki gazeteciden biriydi. Hollanda’da suç örgütlerini ve mafyayı araştıran gazeteci Peter R de Vries ise bahsi geçen gruplar tarafından gerçekleştirildiği düşünülen bir silahlı saldırı ile öldürüldü.

Afganistan’da ABD’nin çekilmesi ve Taliban’ın daha aktif şekilde hareket etmesi de gazetecileri etkiliyor. Pakistan sınırına yakın bir bölgede Afganistan ordusu ile Taliban arasındaki çatışmanın ortasında kalan Reuters’ın ödüllü foto muhabiri Danish Siddiqui de maalesef bu hafta kaybettiğimiz gazetecilerden birisiydi

TWITTER ŞEFFAFLIK RAPORUNDAN NOTLAR

Giderek devletlerin en sevmediği platformlardan birisi hâline gelen Twitter, 1 Temmuz-31 Aralık 2020 verileriyle şeffaflık raporunu güncelledi. Yeni verilere dair yayınladıkları blog postunda bir özet de sunan Twitter, özellikle COVID-19’un etkisine dikkat çekiyor.

Gazetecilere ve haber kurumlarına yönelik yapılan içerik kaldırma taleplerinde bir önceki altı aya göre %26’lık bir artış olması ve 199 onaylanmış hesaba yönelik talep gelmesi, bahsettiğim sevilmeme durumunun en açık örneklerinden. Daha ilginç bir detay ise bu altı ay içerisinde gelen yasal taleplerin %94’ü beş ülkeden gelmiş: Japonya, Hindistan, Rusya, Türkiye ve Güney Kore. Bununla birlikte devletler tarafından gerçekleştirilen bilgi taleplerinin dörtte biri ise Hindistan’dan gelmiş. 

Tüm bunlar aslında devletlerin giderek sosyal medya platformlarındaki içeriği daha fazla denetleme isteğinin de bir kanıtı. Özellikle listede giderek daha fazla ülkenin ismini görmeye başlamamız, bu normalleşmenin yavaşlamayacağının bir işareti olarak yorumlanabilir.

Alakalı: Twitter bir yandan devletlerin talepleriyle uğraşırken, diğer yandan da başarısız deneylerini sona erdiriyor. Başlangıçtan itibaren pek de ilgi görmeyen ve istenilen etkiyi yaratamayan Fleets özelliği 3 Ağustos’ta kaldırılacak. Uygulamada kaybettiğimiz yeri geri kazanacağımız için çok mutluyum.

HERKES BİR GÜN İKLİM GAZETECİSİ OLACAK

İklim krizini ve beraberinde getirmekte olduğu sorunları hemen her gün görmeye devam ediyoruz. Kimi zaman bu haberler yalnızca meteoroloji veya bilim haberlerinin konusu olarak kalabilse de çoğunlukla başka gündem başlıklarıyla ve haber konularıyla iç içe oluyor. Bloomberg, Financial Times ve Forbes bu yüzden yakın zamanda özel bölümler oluşturmaya karar veren yayınlardan sadece birkaçı.

Bu yüzden Wolfgang Blau’nun bu yazısını bu hafta her gazetecinin okuması gerektiğini düşünüyorum. Alanınız olsun olmasın, iklim krizi konusunda bilgi sahibi olmak ve hakkında yazmak zorunda kalacağız. Bir anlamda herkesin bir noktada ya iklim gazetecisi olması gerekecek ya da iklim gazetecileriyle birlikte çalışması. Bu yüzden kendimizi geliştirmeye ve öğrenmeye zaman ayırmamız gerekiyor.

BİR HABER DERLEME SİTESİNİN HAZİN SONU

İnternette giderek daha fazla haber kaynağına ulaşabilmenin getirdiği sorunlardan biri de bunlara kolay erişebilmek ve bir araya toplamak oldu. Bu da Google’ın News sekmesi ve MSN News gibi sitelerle başlayıp şu anda birçoğumuzun aşina olduğu haber derleme uygulamalarını beraberinde getirdi. 

Elbette her haber derleme uygulaması başarılı olamıyor ve bazıları da haberleri derleme konusunda çok daha özel odaklara sahip olabiliyor. Yakın zamanda kapanan Knewz isimli site de bunun en iyi örneklerinden birisi. Joshua Benton’ın harika incelemesinden de görebileceğiniz gibi sitenin iddiaları ile yaptıkları arasındaki tutarsızlıktan, haberleri nerelerden derlediklerine kadar birçok büyük sıkıntıya sahipti Knewz. Biraz da bu yüzden olacak ki kapandığında kimsenin ruhu bile duymadı.

Benton’ın incelemesi, giderek daha sık kullandığımız haber derleme uygulamaları ve sitelerine eleştirel bir gözle bakmanın gerekliliğini de vurguladığı için okunmaya değer. Genellikle aracı gibi görünseler de derlemenin editoryal gücünü unutmamamız lazım.

KISA KISA

🔍 Facebook bir süredir CrowdTangle ile savaş içerisinde. Sebebi ise topladıkları verilerin aşırı sağ grupların platformda yüksek etkileşim aldığını kanıtlaması.

🇨🇺 Küba’da başlayan protestolar internette de bir bilgi savaşına dönüşüyor.

🤑 Facebook, platformları üzerinden içerik üreticileri desteklemek için 1 milyar dolar ayırdığını açıkladı.

🇺🇸 ABD meclisinin teknoloji devlerine karşı neler yapmayı planladığını merak ediyorsanız bu yazı kapsamlı bir özet sunuyor.

✊ Geçtiğimiz haftalarda sıkça değindiğim gazeteciler ve medya içerisindeki sendikalaşma dalgası daha fazla dikkat çekmeye devam ediyor.

🤬 IFCN, teyitçilerin internette maruz kaldığı tacize karşı mücadele için bir çalışma grubu kurdu.

🇷🇺 Rusya devleti Putin hakkındaki haberleri sebebiyle Proekt’i kapattı.

🗽 Yeni kurulan Off the Record isimli e-bülten New York medya sektörünün içinden özel haberler yayınlayacak. Abonelik ücreti yıllık 75 dolar.

📜 Ethan Zuckerman’ın medya ekosistemleri üzerine yeni makalesi özellikle akademik alanda çalışan okurların ilgisini çekecektir.

📺 Mozilla’nın YouTube üzerine yaptığı çalışma, platformun algoritmasında çok büyük sorunlar olduğunu gösteriyor.

Haftanın odağı: Dijital güvenliği ciddiye almak zorundayız

Söz konusu dijital güvenlik olduğunda gündemin yoğun geçmediği bir hafta yok. Fakat geçtiğimiz hafta art arda gelen haberler, yılın en yoğun dönemlerinden birisini görmemize neden oldu.

Her geçen gün giderek artan ve daha tehlikeli hâle gelen “ransomware” (fidye yazılım) saldırılarına bir yenisi daha eklendi. Kaseya isimli uzaktan IT yönetim yazılımını hedef alan bu saldırı 1500 kadar şirketi etkiledi. Bunun gibi büyük etkili ve bir açık üzerinden çok sayıda kurumu hedef alan saldırıların artışı hem konunun ciddiyetini artırıyor hem de eğer özel bir hedef varsa bunun anlaşılmasını zorlaştırıyor.

Ransomware saldırılarındaki artış o kadar yüksek bir seviyeye ulaştı ki, araştırmacılar bu tarz saldırılara dair tüm verileri Ransomwhere isimli bir sitede topladılar. Sitedeki güncel verilere göre bu tarz saldırılar ile hackerlar yaklaşık 92 milyon dolar ödeme almayı başarmış.

Giderek yaygınlaşan bir diğer güvenlik riski de devletlere ve farklı kurumlara gözetim ve hack amaçlı yazılımlar satan firmalar ve bunlar ile gerçekleştirilen saldırılar. Microsoft ve CitizenLab ortak çalışması sonucunda geçtiğimiz hafta içerisinde İsrail merkezli Candiru isimli bir şirketin varlığını öğrendik. Bu şirketin “ürünleri” ile saldırıya uğrayan cihazlara Türkiye, İngiltere, İspanya, İran, Ermenistan ve Filistin gibi birçok ülkede denk gelinmiş. Casus yazılımlarını yaymak için kullandıkları sahte domainlere bakacak olursak kurumsal casusluktan, gazeteci ve aktivistlere kadar çok farklı grupları hedef aldıklarını söylemek mümkün.

Bunun gibi örnekler güvenliğin önemini anlamak için faydalı ama kullandığımız araçlara da dikkat etmemiz gerekiyor. Örneğin geçtiğimiz hafta içerisinde Telegram ve onun kendine özel şifreleme sistemine dair yapılan inceleme ciddi güvenlik sorunlarını tespit etmiş. Telegram’ın “biz özel güvenlik güncellemesi yayınlamıyoruz” demesi de açıkcası büyük bir sıkıntı.

Tüm bunların yanına LinkedIn mesajları ile zararlı yazılım göndermeye çalışanları, Hindistan’da bilgisayara sahte delil yerleştirilmesini ve devletlerin giderek daha fazla casus yazılım satın alması gibi gelişmeleri düşündüğümüzde konunun ciddiyeti daha da iyi anlaşılacaktır. Bir de bütün bunları kullandığımız cihazlar ve uygulamalar ile ürettiğimiz veriler ve bunların kullanımı ile birlikte düşündüğümüzde, güvenlik ve gizliliğin neden en ciddi sorunlardan birisi olduğu daha iyi anlaşılacaktır. Bu noktada gazetecilere hem kendilerini koruma hem de toplumu bilinçlendirme konusunda önemli bir görev düşüyor.

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments
İlginizi çekebilir