Şafak Ongan: Şimdi YouTube tüm müzik kanallarının yerini aldı

Getting your Trinity Audio player ready...

Türkiye televizyon tarihinde müzik yayıncılığının ilklerinden biri olan Dream TV, 17 yıllık yayın hayatını geçtiğimiz sene sonlandırdı. Yabancı müzik videolarının yanı sıra Şebnem Ferah, Teoman gibi isimlerin de kliplerini yayınlayarak o dönemin gençliğinin müzik bilgisinin oluşmasında büyük katkısı bulunan Dream TV, Türkiye’deki neredeyse tüm müzik festivallerini de izleyiciye ulaştırıyordu.

17 yıla çokça yayıncılık ilki sığdıran ve kanalın ilk günden son güne yayın yönetmenliğini üstlenen Şafak Ongan, Raks Müzik’in ardından Genç TV’nin kuruluşunda yer aldıktan sonra CNN Türk’te Frekans isimli müzik programının hem yapımcılığını hem sunuculuğunu üstlendi. “Bir neslin çocukluktan gençliğe hatta orta yaşa geçerken müzik zevkinin oluşmasında çokça rol oynamışız” diyen Ongan ile Dream TV’nin yolculuğunu konuştuk.

Dream TV’nin hikâyesi nasıl başlamıştı? Bir müzik kanalı kurmaya nasıl cesaret etmiştiniz?

Aslında bu soruyu patronlara sormak gerekir. Onlar cesaret etti. Bana kanalı kurma görevini verdiler. Gerçi kanalı kurmaya biraz da ben cesaretlendirdim desem, yanlış olmaz. Şöyle ki; o zamanlar yabancı medya grupları Türkiye pazarına yeni yeni girmeye başlamıştı. Bizim patronlar da MTV ile bir görüşme yapmış. Doğan Grubu bünyesinde MTV Türkiye’yi kurmak adına bir ön anlaşma imzalanmıştı sanırım. Ben o sırada CNN TÜRK’te Frekans isimli müzik programını yapıyorum. Çok iyi gidiyordu, çok izleniyordu. Tarkan’la röportajlar vs. biraz adım duyulmaya başlamış, dikkat çekmiştim. Daha önce müzik kanalında yöneticilik tecrübem de vardı. Bana MTV Türkiye’nin ön hazırlıklarını yapma görevini verdiler. Tüm hazırlıklarımız bitti ama bizimkiler mali koşullar yüzünden MTV ile anlaşmaktan vazgeçti. İşte orada devreye girdim. Patronları kendi markamızı kurma konusunda cesaretlendirdim denilebilir. Derken, Dream TV oldu.

Bir konuya, markaya isim bulmak her zaman zordur. Siz koskoca bir kanala isim bulmaya çalışırken neler düşündünüz ve Dream ismine nasıl ulaştınız?

O zamanlar Kanal D’nin çalıştığı ajans TBWA bir kreatif çalışma yaptı. İsim önerileriyle geldiler. Patronlara iki isim sıcak geldi. Soda ve Fresh! O ana kadar adını pek umursamıyordum açıkçası. Benim için önemli olan adının belli olması. Çünkü logo yapılacak, jenerikler, tanıtımlar, kurumsal kimlik hazırlanacak, acil başlanması gereken bir ton iş vardı. Ama Soda ya da Fresh öne çıkınca dedim, “Eyvah”. Hatta “Birine sodayı fondipletip bir de geğirtir, teaser çekeriz artık” diye aramızda geyik yapmıştık. Finale kalamayan isim önerilerinden biri de Dream TV idi. Soda veya Fresh olmasın diye, ben önce Dream’in d’sini ayırıp d-ream yapmayı teklif ettim.

Sunumda bu ayrı olan “d”, Kanal D ve Doğan Grubu’nu yansıtıyor aynı zamanda diye anlatınca ikna oldular. Ve kanalın adı D-ream TV oldu. O arada logo çalışırken “d’nin ayrı yazılması kötü oluyor” diyerek aradaki tireyi de atınca olduk Dream TV.

[bctt tweet=”Şafak Ongan: Biz büyük bir medya grubu çatısı altında olmamızın avantajlarını yaşadık.” username=”newslabturkey”]

Türkiye’de o zamanlar hatırladığım kadarıyla Genç TV, Number One TV ve Kral TV müzik alanında en bilinen kanallardı. Siz bu kanallardan farklı olarak Dream TV’nin yayın çizgisini nasıl belirlediniz?

Bir müzik kanalı yaratmaya çalışırken doğal olarak mevcut piyasadaki kanallardan nasıl farklılaşırız, nasıl daha ilgi çekici oluruz diye düşünüyorduk. Ben zaten Genç TV’de çalışmıştım. Yerli müzik çalan bir kanaldı ve Kral TV ile rekabet ettiği için Kral TV’ye de çok hakimdim. Dream TV’nin kuruluşundaki ekipte Number One TV’den aldığım arkadaşlarım vardı, onlar da Number One TV’ye hakimdi. O zaman bütün bu bakış açılarıyla yeni bir kanal kuralım ve farklı olalım fikrinin peşinden gittik.

Ekşi Sözlük’te yazan yorumlardan biri çok hoşuma gitti: “Müzik kültürümün sömelindeki taştır Dream TV”. Müzik kanallarının bir kültürün oluşmasındaki katkısıyla ilgili ne düşünüyorsunuz? Şimdi müzik kanallarının yerini neler aldı sizce?

Evet, ben de yorumları okurken bir neslin müzik zevkinin gelişmesinde, müziği öğrenmesinde çok fazla katkımız olduğunu fark ettim. Kapanınca net olarak öğrenmiş oldum ama zaten belliydi. Şimdi artık YouTube tüm müzik kanallarının yerini aldı.

2003 yılından 2020 yılına dek Dream TV’nin genel yayın yönetmenliğini üstlendiniz. Bir müzik kanalı yayın yönetmeni tam olarak neler yapar? 

Kanalın ana müzik, içerik ve yayın politikasını belirler. Onları yapacak en iyi ekibi kurar ve ekibin en iyi biçimde çalışmasına yardımcı olur, onlara yol gösterir ya da yolu beraber bulurlar. Yani hangi şarkının kaç kere çalınacağına genel yayın yönetmeni karar vermez. O, planlanan kalitede müzik yayını yapacak, çalma listesini oluşturacak, müzikten iyi anlayan uygun müzik direktörünü bulur.

Sizce dijitalleşmeyle birlikte müzik televizyonculuğu alanında neler değişti?

Dijitalleşme tabii ki çok önemli ama bir de ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumun kötüye gitmesi etkeni var. Tüm Avrupa ve Amerika’da reklam harcamaları artarken; bizde reklam bütçeleri artmadan daha çok mecranın ortaya çıkması pastanın çok fazla bölünmesine sebep oldu. Bizim gibi gençliğe yayın yapan kanalların reklam bütçeleri sosyal medyaya, YouTube’a, “influencer”lara kaymaya başladı.

Bir müzik kanalının ekonomik olarak sürdürülebilirliğinden bahseder misiniz? Türkiye şartlarında çok zorlandığınız zamanlar oldu mu?

Çok zorlandığımız zamanlar oldu ve tek başına bir müzik kanalının Türkiye’de ayakta kalma şansı hiç yok. Aslında 7-8 senedir yok. Biz büyük bir medya grubu çatısı altında olmamızın avantajlarını da çok yaşadık açıkçası. Reklam, satış, pazarlama ve teknik imkânlar gibi…

[bctt tweet=”Şafak Ongan: Maalesef videoları sansürleyip yayınlıyorduk. Yoksa hiç yayınlama şansımız yoktu.” username=”newslabturkey”]

Her türden yayın yapan medya kuruluşu Türkiye’nin yaşadığı dönüşümden de nasibini alıyor. Yayınladığınız içerikler sebebiyle yayın yasağına maruz kaldığınız oldu mu? Ya da sansür mekanizması Dream TV’de nasıl karşılık buldu, buldu mu?

Çok ceza yedik. O yüzden de maalesef videoları sansürleyip yayınlıyorduk. Yoksa hiç yayınlama şansımız yoktu. Özellikle son dönemde ekranın yarısı mozaikli oluyordu. İçki kadehlerini kapa, aynı cinsiyetlerin yakınlaşmasını kapa, dini bir unsur varsa kapa. Bazı çok hit olmuş şarkıların kliplerinde o kadar çok bunların olduğu sahne oluyordu ki orijinal klip yerine YouTube’dan indirdiğimiz şarkı sözleri videolarını falan yayınlıyorduk. Sia’nın videosunda ten rengi mayo giyen dansçı küçük kızı çıplak zannedip ceza kesecekler diye aklım çıkıyordu mesela hatırlıyorum. Son dönemde bikiniye, İngilizce sözdeki müstehcen cümlelere bile ceza gelir olmuştu ki, hâlâ da öyle. Kafalarına göre yapıştırıyorlardı cezaları. Ama gerekçeli kararlar gerçekten çok eğlenceli metinlerdi. Kesin bulursunuz internetten:) Feriştah yenge fantezileri gibi metinlerdi…

Dream TV, Türkiye’nin yaşadığı farklı krizlerden etkilendi mi? Daha önce hiç kapanma noktasına gelmiş miydi?

Son üç yılda hep kapanma noktasına geliyordu. Şapkadan bir tavşan çıkarıp yılı kurtarıyorduk sonuçta.

Dünyanın ve Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlarda bir müzik kanalının sürdürülebilir olması mümkün mü, siz Dream TV’den ayrılmasaydınız hala devam eder miydi? Sizce Dream TV’nin ayakta kalması adına neler yapılabilirdi? Yürümeyen şey neydi?

Kısa ve öz olarak, Türkiye’de mümkün değil. Sadece TV’den gelen gelirle dönmesi imkânsız. Bazı büyük holdinglerin bazı işlerinde her zaman kârlılığa bakılmaz. O işin gruba yarattığı katma değere, gruba kattığı imaja, memleketin sanat ve kültür dünyasına yaptığı katkılara ve benzeri kriterlere bakılır. Ancak böyle olduğunda bir müzik kanalı tek başına ayakta durabilir. Yoksa şu anda zaten ekonomik olarak kârlılığı olan radyo istasyonları olan gruplar müzik kanalı sahibi. Onlar da 360 derece satışlarla vs.’lerle ancak yıl sonu başa baş çıkıyorlardır.

Ben ayrılmasaydım da Dream TV, TV yayını olarak devam etmezdi açıkçası. Şu anda sadece Türkçe müzik yayınlayan Dream Türk TV yayınına devam ediyor. Onun günümüz Türkiye’sinde biraz daha fazla reklam alma şansı var. Gerçi Dream Türk’te de yabancı kliplere rastladım. Ben olsam Dream TV’yi değil Dream Türk’ü kapatırdım. Ya da bir şekilde dijitalde devam eder, markayı bitirmezdim. Ama Dream TV’nin içine Türkçe pop klipleri de yerleştirirdim mecburen. Zaten bunları hep planlamıştık. Tek kanalla ne yaparız da iki tarzı aynı potada eritiriz diye düşünmüştük. Zaten uydu giderleri özellikle HD yayına geçince çok arttı ve müzik telifleri bile bayağı yüksek maliyetlere ulaştı.

Şafak Ongan

Ayakta kalması adına hızla dijitalleşebilirdik. Şu an müzik kanallarını bitiren şey ağırlıklı olarak YouTube olduğuna göre oraya yüklenmek gerekirdi. Özel içerikler, efsane programlar YouTube kanalı için yapılabilirdi. Ama bu değişim için ekonomi kötü gitti. Son yıllarda yatırım yapmak gerekiyordu. Zaten sektördeki koca koca ulusal kanallar kan ağlarken kimse bize bu yatırım fırsatını vermedi. Çünkü pazarda çok küçük oyuncular olarak kalıyorduk.

[bctt tweet=”Şafak Ongan: Şu an müzik kanallarını bitiren şey ağırlıklı olarak YouTube olduğuna göre oraya yüklenmek gerekirdi. Özel içerikler, efsane programlar YouTube kanalı için yapılabilirdi.” username=”newslabturkey”]

Kapanmasının ardından yapılan yorumlar çok doğru bir iş yaptığımızın kanıtı. Bir neslin çocukluktan gençliğe hatta orta yaşa geçerken müzik zevkinin oluşmasında çokça rol oynamışız. Kendi içimizde bir kalite anlayışımız vardı. Yanılmamışız.

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
İlginizi çekebilir