Yerelde e-bültenler, gazetecinin alet çantası, Guardian Daily

NewsLabTurkey Ne Okuyor’dan Herkese Merhaba!

“Ne Okuduk” bölümümüzde bu haftanın gündeminden çok farklı başlıklar var. ABD’de yerel gazetecilerin bültenleri nasıl kullandığı, The Guardian’ın yeni mobil uygulaması ve büyümenin gazeteciliğe yan etkileri bunlardan birkaçı.

“Haftanın Odağı”nda ise eski odaklarımızdan birinin devamı var. Dört ay önce ilkini hazırladığım dijital alet çantası odağının ikinci bölümünü bültende bulabilirsiniz.

Şimdilik benden bu kadar. Görüş ve önerilerinizi her zaman bekliyoruz.

Haftaya görüşmek üzere!

—Ahmet A. Sabancı

Bu hafta ne okuduk?

YEREL HABERCİLİKTE BÜLTENİN GÜCÜ: Gazeteciliğin içerisinden geçtiği çalkantılı ekonomik süreçten en büyük hasarı alanlardan birisi de yerel haber odaları oldu. Dünyanın hemen her yerinde yerelde küçülme ve kapanma haberlerini sık sık okuyoruz. Bu durum, işsiz kalan gazetecilerin haber üretmek için farklı alternatiflere yönelmesini de beraberinde getirdi. Bunların başında da e-posta bültenleri geliyor.

NiemanLab’in kapsamlı dosyası yerel bültenler dalgasını detaylı bir şekilde ele alıyor. Dosyada öne çıkan iki önemli nokta var. Bunlardan birincisi, her ne kadar bültenlerden bir gelir elde etmek söz konusu olsa da, bu çoğu gazeteci için geçerli değil. Deneyenlerin eline geçen miktar ise çok kısıtlı. Yine de bu durum insanların haberlere ilgisiz olduğu anlamına gelmiyor. İkinci önemli nokta da bu. İnsanlar özenli bir şekilde hazırlanmış yerel habercilik işlerini okumak istiyor ve bu tarzdaki girişimler kendisine rahatça bir okur kitlesi bulabiliyor.

İşin ekonomik kısmı hâlâ sorunlu görünse de bunun bir ihtiyaç olduğu ortada. Özellikle Türkiye gibi yerel gazeteciliğin neredeyse görünmez olduğu bir ortamda böyle bir girişimin nasıl işleyeceği üzerine de düşünmek faydalı olabilir.

GUARDIAN’DAN HABERLERİ BİTİREBİLECEĞİNİZ BİR UYGULAMA: Mobil haber uygulamalarına dair en büyük sıkıntılardan birisi, haberlerin asla bitmiyor olması. Günümüzde bu bitmek bilmeyen bilgi akışı birçok insan için büyük bir sıkıntı olmaya ve hatta kimileri için tamamen haberleri takip etmekten vazgeçmeye sebep oldu.

Guardian da bunun üzerine düşünerek bir anlamda dijital bir gazete olarak düşünebileceğimiz bir uygulama olan Guardian Daily’yi hayata geçirdi. Ücretli bir abonelik ile erişebileceğiniz bu uygulama her gün size gündemi derliyor ve sizi sürekli yeni haberlerle boğmak yerine günde yalnızca bir kez güncelleniyor. Benzer bir uygulama geçtiğimiz yıllarda Economist tarafından da başlatılmıştı. Economist Espresso uygulaması her sabah size beş yeni haber sunuyor.

Bu tarz girişimlerin —mesela her sabah gelen haber özeti bültenleri gibi— artıyor olması, aslında okurların haberler söz konusu olduğunda sosyal medyadaki bilgi bombardımanından soğumaya başladıklarının da bir işareti. Bunu kontrol altına almak için geleneksel gazeteciliğin yöntemlerine dönülüyor olması da açıkçası ironik bir gelişme.

FACEBOOK NEWS SONUNDA GELİYOR: Facebook bu hafta da bültene bir şekilde girmeyi başardı. Bu hafta, geçtiğimiz bültenlerde de konuştuğumuz yenilenen News tabının ABD’de deneme sürüşlerine başlaması ile medya alanında konuşuldu.

Şu anda yalnızca ABD’de sınırlı bir deneme sürecinde olan News tabı, birçok ABD merkezli uluslararası ve yerel yayını kapsıyor. Bu listeye giren yayınlar arasında olan Breitbart, ilk büyük tepkinin sebebi oldu. Bunun yanında, Facebook’un geçmişini de göz önünde bulundurduğumuzda, herkes bu projeye fazlasıyla çekimser yaklaşıyor. Hatta doğrudan “geçmişi ne çabuk unuttunuz?” diyenler de var.

Facebook News tabıyla ilgili en önemli başlıklardan birisi de işin ekonomik boyutu. Facebook, birçok yayına doğrudan ödeme yapacak. Bu da Apple News+ ile birlikte ikinci teknoloji devinin doğrudan gazetecilere ödeme yapması demek. Bunun yeni bir ekonomik normal olup olmayacağı da hafta boyunca konuşulan başlıklardan biriydi.

BÜYÜME VE TOPLULUK BİR ARADA OLUR MU?: Dijital gazeteciliğin en önemli meselelerinden birisi bir topluluk ve sadık okur kitlesi yaratabilmek. Bu yalnızca ekonomik model için değil, bu kitleden gelecek değerli geri bildirimler açısından da önemli. Fakat büyümenin de özellikle ekonomik model söz konusu olduğunda kaçınılmaz görülmesi, bu ikisinin nasıl yürütülebileceği konusunda önemli bir soru işareti yaratıyor.

What if Scale Breaks Community? Rebooting Audience Engagement When Journalism is Under Fire isimli rapor, tam olarak bu sorunu inceleyen bir çalışma. Çalışmanın amacı, özellikle büyük medya kurumlarının aslında okuru dahi olmayan kitlelerin saldırısı ve baskısı altında kalmak gibi durumların, okur etkileşimi ve topluluk gibi konuları nasıl etkilediğini incelemek. Rapor, bu konuda nasıl bir strateji izlenebileceği konusunda da yardımcı olabilecek bilgiler içeriyor.

Bu konu özellikle her kurumun ve gazetecinin üzerine düşünmesi gereken bir mesele. Birçok farklı niyete ve amaca sahip aktörün medya kurumlarını ve okurlarını manipüle etmeye çalıştığı ve sosyal medyanın da buna fazlasıyla elverişli bir ortam sağladığı bir dönemdeyiz. Tüm bunlara karşı gazetecilerin ve kurumların nasıl bir savunma geliştireceğini planlaması şart.

KISA KISA:

Google News Initiative, Kuzey Amerika’da destekleyeceği 34 projeyi açıkladı.

The Financial Times, abonelik konusundaki tecrübelerini danışmanlık hizmeti olarak diğer kurumlara sunuyor.

Avustralya basını, sızıntı gazeteciliğini ve gizli kaynakları hedefleyen sansür yasasına karşı ortak bir protesto gerçekleştirdi. Aynı gün tüm gazeteler sansürlenmiş resim belgeleri andıran kapaklarla yayınlandı.

The New York Times’ın Games ekibi, uygulamada yaşadıkları bir hatayı ve onu nasıl çözdüklerinin hikâyesini anlattı.

San Francisco Chronicle, California’daki elektrik kesintileri sürecinde kesinti haritasını ödeme duvarından çıkarıp mikro ödeme ile destek istemeyi denedi ve oldukça verimli bir sonuç aldı.

ProPublica ortak bir veri gazeteciliği projesi yürütmenize yardımcı olacak bir el kitabı hazırladı. Kitaba ücretsiz olarak buradan erişebilirsiniz.

Haftanın odağı: Gazetecinin alet çantası #2

Gazeteciliğin dijitalleşmesi ile birlikte gelen sıkıntılardan birisi de işimizi yapmak için birçok farklı aracın ve uygulamanın arasından tercih yapmak ya da hangisinin tam olarak işe yaradığını bulmak var. Bu her zaman basit bir internet aramasıyla ya da arkadaş tavsiyesiyle çözülemiyor. Çalışma biçimlerinin farklılığı, internetin bir sürü tavsiye süsü altındaki reklamla dolu olması gibi birçok sebep bu arayış sürecini zorlaştırabiliyor. 

Bazen de neye ihtiyacınız olduğunu bilemediğiniz durumlar olabiliyor. Böyle zamanlarda karşınıza çıkan bir yazı veya tavsiye, o ihtiyacın farkına varmanıza ve işinizi kolaylaştırmanıza da yardımcı olabilir. 

Haftanın Odağı için ilk alet çantası derlemesini yapmamın üzerinden dört ay geçti. O zamandan bu yana yeni listeler, farklı uygulamalar ve birçok gazetecinin farklı zamanlarda yararlanabileceği birçok tavsiyeye denk geldim. Biraz da bu konularda bir nerd olmanın getirdiği merakla da bir kısmını test ettim. 

Bu hafta da notlarımda birçok güzel tavsiye ve uygulamanın biriktiğini görünce sizler için odağımızın ikinci bölümünü hazırlamaya karar verdim. Eğer yeterince önemli araç ve tavsiye birikmiş olursa, dört ay sonra üçüncüsü ile karşınızda olurum. Umarım bu haftanın derlemesinde işinize yarayacak araçlar bulursunuz.

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
İlginizi çekebilir