NewsLabTurkey Ne Okuyor’dan Herkese Merhaba!
Bu hafta “Ne Okuduk” bölümümüzde yeni medya ve gazetecilik gündeminin çok konuşulanları var. Öne çıkan başlıklardan bazıları Facebook’un yeni içerik kurulu ve Financial Times’ın duyurduğu yayın politikası değişikliği.
Haftanın odağı ise Covering Climate Now projesi. Hafta boyunca iklim krizi gündemimizdeydi ve Covering Climate Now projesi de bunun sebeplerinden biriydi. Hem projenin etkilerini hem de bize kattıklarını bu bültenin odağında anlattım.
Son olarak bir duyurumuz var. NLTR Akademi başvuruları resmi olarak açıldı. Akademi, 20 mezun, serbest çalışan ya da kariyerinin başındaki gazetecinin yeteneklerini artırarak haber endüstrisinin gelecekteki liderleri olmalarını amaçlıyor. Akademi ile ilgili daha fazla bilgiye ve başvuru formuna buradan ulaşabilirsiniz.
Şimdilik benden bu kadar. Görüş ve önerilerinizi her zaman bekliyoruz.
Haftaya görüşmek üzere!
—Ahmet A. Sabancı
Bu hafta ne okuduk?
FACEBOOK YÜKSEK MAHKEMESİ KURULUYOR: Facebook’un en büyük sorunlarından birisi içerik moderasyonu. Her ne kadar kendi koydukları kurallar ve uymaları gereken yasalar olsa da, bu kuralların nasıl uygulandığı (ve bazen de uygulanmadığı) her zaman tartışmalara sebep oluyor. Facebook bunun için farklı çözümler denedi fakat şu ana kadar ciddi bir ilerleme kaydedemedi. Şimdi ise tamamen yeni bir çözüm yoluyla karşımızda.
Oversight Board adı verdikleri yeni bir yapı kuracak olan Facebook, özellikle tartışmalı olabilecek ya da kendilerinin nasıl hareket edeceklerine emin olmadıkları konularda sorumluluğu bu bağımsız yapıya devretmeyi planlıyor. Kapsamlı bir sözleşme ile sınırları ve otonomluğu tanımlanan bu yapıda başlangıç aşamasında 11 üye olacak, planlanan rakam ise 40.
Bu kurulun bağımsızlığı için ödemeleri yapacak ayrı bir fon kurmaya kadar gidilse de, kurulun ne kadar etkili olabileceğine dair bir şey söylemek zor. Yine de bu konuda bir çaba göstermelerini takdir etmek lazım.
UZUN VİDEOLAR YOUTUBE’DA ABONELİK GETİRİYOR: İnternette video içeriklerin popüler olması için gereken formüller sürekli değişiyor. Basit bir aramayla birçok farklı “ideal video formülü”ne ulaşmak mümkün. Fakat bu tavsiyelerin çoğu çelişiyor ve zaman içerisinde birçok değişim de bunların anlamsız kalmasına sebep olabiliyor.
The Guardian’ın YouTube kanalı, haberciler için nasıl video türlerinin faydalı olabileceğini görmek için güzel bir örnek. Özellikle uzun videolar içerisinde kapsamlı haberlere ve araştırmacı gazetecilik işlerine yer veren Guardian, geçtiğimiz günlerde 1 milyon aboneyi ve toplamda 1 milyar dakika izlenmeyi aştı. Abonelerinin önemli bir kısmının da 34 yaş altı kesimden oluştuğunu düşünecek olursak, Guardian uzun soluklu gazetecilik işlerinin istendiğini bir kez daha gördüğümüz bir örneğe dönüşüyor.
BELÇİKA’DA DOĞRULAMAYA GEREK YOK MU?: Hemen her ülkede yalan haberle mücadele çabaları ve yeni kurulan doğrulama platformlarını görüyoruz. Özellikle Avrupa’da her ülkede bu tarz yayınlar yapan kurumlar var. Belçika hariç.
Eylül başına kadar Belçika’dan IFCN imzacısı olan hiçbir yayın yoktu. Bu durumu Poynter için araştıran Cristina Tardáguila bunun birden çok sebebi olduğunu görmüş. En başta gelen ise nüfus ve dil dağılımı. 11 milyon kişilik ülkenin iki farklı dil ile de medya anlamında bölünmüş olması, yalan haber veya komplo teorilerinin yayılmasını zorlaştırıyor. Ayrıca iki farklı dilin konuşulması, hangi dilde yayına odaklanmalı gibi soruları ya da iki dilli yayın yapmak gibi zorlukları da beraberinde getiriyor.
Ancak bu durum yine de vatandaşların bu konuda sıkıntı yaşamadıkları anlamına gelmiyor. 2018 Digital News Report’a göre Belçika’da bir hafta içerisinde tamamen uydurma haberlere denk gelen kişi sayısı yüzde 13. Kıyaslamak istersek Almanya’da bu rakam yüzde 9.
FINANCIAL TIMES AJANDA DEĞİŞİKLİĞİ DUYURDU: Financial Times, gazeteciliğini politik duruşuyla şekillendirmekten ve bunu açık bir şekilde dile getirmekten çekinmeyen bir gazete. “Serbest girişim kapitalizmine” ve liberal değerlere inandığını ve bu temelde bir yayın politikası izlediklerini söylüyorlar. Bu açıklıkları ve buna rağmen belirli bir gazetecilik standardını koruyor olmaları da onları tüm dünyada takip edilen bir gazeteye dönüştürdü.
Ama Financial Times, ajandasında artık bir değişime gitmek zorunda olduğunu açıkladı. “Capitalism. Time for a Reset.” sloganıyla duyurdukları bu açıklamada kapitalizmin bir anlamda kriz hâlinde olduğunu ve bunları görmezden gelmeyip çözmeye yönelik bir gazetecilik benimseyeceklerini duyurdular. “Kapitalizmi kendisinden mi kurtarmak lazım?” gibi başlıklara sahip yazılarla başlayan bu dönüşümün nasıl bir FT’yi beraberinde getireceğini zaman içerisinde göreceğiz.
Bu duyurunun en önemli yanlarından birisi FT’nin yayın politikasını ve politik duruşunu nasıl benimsediğini ve bunun değişimini nasıl duyurduğu. Gazetecilik ve tarafsızlık tartışmalarında kesinlikle yer alması gereken önemli bir gelişme bu.
NASIL ORTAK ÇALIŞMALI?: Söz konusu yazmak olduğunda başkaları ile ortak çalışmak epey zorlu bir süreç. Bu zorluk, gazetecilik gibi alanlarda daha da artıyor. Bu artışın sebepleri içerisinde kişisel egolar, araştırma sürecini kontrol etme veya iş bölümü yapamama gibi birçok şeyi sayabiliriz.
Ben Hallman da eskiden asla başkaları ile çalışamayacağını düşünen bir gazeteci olarak ICIJ ile tecrübelerini kaleme almış. Yazı yalnızca ortak araştırmacı gazetecilik işlerinin ne kadar önemli olduğunu anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda nasıl başarılı bir ortak çalışma yürütebileceğinize dair tavsiyeler de veriyor. Özellikle araştırmacı gazetecilerin faydalanabileceği bir yazı.
Haftanın odağı: Covering Climate Now
BM İklim Zirvesi, bu haftanın gündeminin iklim krizi ve bu krizle mücadele olması için yetti demek mümkün. Cuma günü (20 Eylül) dünya çapında gerçekleştirilen İklim Grevi’ne yalnızca New York’ta 250.000’den fazla, Berlin’de 100.000’den fazla insan katıldı. NewsLabTurkey’in ve Türkiye’den üç diğer yayının da (Açık Radyo, Diken ve EkoIQ) katıldığı Covering Climate Now projesi ile de gazeteciler ve medya kurumları bu konuyu hafta boyunca manşette tuttu ve toplamda 1 milyarı aşan okurlarına iklim krizi odağıyla ulaştı.
Hafta boyunca proje katılımcıları tarafından birçok özel ve değerli iş üretildi. The Guardian Trump’ın susturmaya çalıştığı altı eski devlet görevlisi ve bilim insanı ile konuştu. CBS News BM Genel Sekreteri ile özel bir röportaj gerçekleştirdi. PBS Newshour ekstrem iklim senaryolarının neden mümkün olduğunu anlattı. The Ashai Shimbun Tokyo Olimpiyatları’nda değişen iklim koşullarından sporcuları korumak için neler yapıldığını araştırdı. Rolling Stone büyük tarım şirketlerinin çiftçilerin iklim kriziyle mücadelesini nasıl engellediğini yazdı. Bunlar hafta boyunca yayınlanan haberlerin sadece çok küçük bir kısmı.
Proje aynı zamanda büyük bir paylaşım ağı anlamına da geliyordu. Birçok kurum bu özel haberlerini diğer katılımcıların özgürce kullanması için paylaşıma açtı. Bu sayede CBS’in özel röportajı diğer yayınlar tarafından paylaşıldı ve farklı dillere çevrildi. Biz de bu sayede CJR’ın Eric Holthaus röportajını hızlı bir şekilde çevirip sizlerle paylaşabildik. Bu proje desteği sayesinde yayınlar aynı zamanda bu önemli çabalarının daha önce ulaşması mümkün olmayan yerlere ulaşmasını da sağladı.
Projeye katılmasa da birçok büyük kurum iklim krizi gündemine kayıtsız kalamadı. Örneğin, The Economist bu hafta iklim krizi özel sayısıyla çıktı. Birçok büyük yayın İklim Grevini ve BM zirvesini gündeminin üst sıralarında tuttu. Bunda hem insanların gündemi belirleme gücünün hem de Covering Climate Now’a katılan kurumların bu konuda başı çekmesinin payı büyük.
Projenin başarı seviyesini ölçecek bir yöntem yok elimizde fakat hafta boyunca üretilen bu özel içeriklerin yarattığı etki ve insanların bu konuları daha farklı ve geniş bir perspektiften görmelerine yardımcı olması en büyük kazanımlardan birisiydi. Aynı zamanda hem projenin kendisi hem de içerikler iklim gazeteciliğinin ön plana çıkmasını ve nasıl iyi bir şekilde yapılabileceğine dair örnekler sunmasıyla gazetecilik açısından da başarılı bir proje olmasını sağladı. Katılımcılar ise bu süreçten birçok şey öğrendi ve kendilerini bu konuda nasıl geliştirebileceklerini planlamaya başladı. Buna biz de dahiliz.
Her ne kadar hafta bitiyor olsa da, bu haftanın etkisini hem hayatımızda hem de gazetecilik içerisinde görmeye devam edeceğiz. Bu hafta iklim krizi konusunda ciddi bir dalganın başlamasını ve her anlamda bu konunun daha ciddi bir şekilde ele alınmasını sağlayabilir.