The Wall Street Journal, sitesinde daha yüksek kalitede tartışmalar yürütmek ve abonelerin deneyimini geliştirmek için yeni bir yorum stratejisi geliştirdi.
Yayıncı geçen aydan beri yoruma açık olan makale sayısını azalttı ve bunların tamamını ödeme duvarının ardına koydu. Bu strateji şimdiden karşılığını vermeye başladı. Yayıncı, şimdi daha önce olduğundan daha geniş bir kesimden yorum okuyan ve yazan daha fazla sayıda abone olduğunu söylüyor.
The Dow Jones yayıncısı geçen ay bir takım değişiklikler yaptı. Bunların ilki sadece ödeme yapan üyelerin yorum yapabiliyor olması. Eskiden, tüm makaleler otomatik olarak yorumlara açıktı. Fakat bu şimdi haber döngüsüne bağlı olarak günlük yayının yaklaşık % 40’ını oluşturan yaklaşık 30 büyük haber ve fikir içeriğiyle kısıtlandı. Kitlenin yorumlarına açık olan içerikler açıkça işaretlendi. Yoruma açık olan içeriklerin tamamında tartışma gazeteciden gelen bir soru ile başlatılıyor.
Yayıncıya göre, yorumları okuyan insan sayısı %5 arttı, ama bu sayının nereden nereye geldiğine dair bilgi paylaşılmadı. Ayrıca içerikleri paylaşan, beğenen veya yanıtlayan kişilerin sayısı da %5’ten fazla arttı. Bu arada yayıncı bazı istatistikleri paylaşmasa da, yorum yapanların öncekinden daha genç ve kadın olmaya daha yatkın bir profil çizdikleri belirtildi.
WSJ’nin haber odası stratejileri direktörü Louise Story, “Haber endüstrisinde, kitlenin neyi beğendiğini anlamamız ve bunu yansıtmamız gerekiyor. Sohbete gerçekten katılmak isteyen bir kitleniz var. Düşünsel anlamda daha düzenli bir yer arayışındalar. Bu bize göre bir fırsattı. Odağımızı her geçen gün abonelerimiz üstünde yoğunlaştırıyoruz; bu da kitlemizle iki yönlü bir etkileşime girmemiz anlamına geliyor,” dedi.
The New York Times ve The Financial Times gibi yayıncılar kendi platformlarında ödeme yapan okurlar için tartışmayı renklendirmeye yönelik bazı adımlar attı. İçerikleri okuma ve yorumlama şansı olan kullanıcıların daha fazla içerik görüntüleme ve mecrayı daha sık ziyaret etme eğiliminde olmaları, bu okurların geçici olmadığının açık bir göstergesi. The Wall Street Journal’ın şu anda 2.6 milyon üyesi var; yayıncının sağladığı PwC rakamlarına göre, bunun 1.8 milyonu sadece dijital abonelerden oluşuyor.
Yorum kısımlarını geliştirmek aynı zamanda hem bilgilendirme seviyesini artırabilir hem de yeni içerik fikirleri ortaya çıkarabilir. Bir hikâyeye dair yeterli sayıda etkileşim ve tartışma varsa bu, bu konuda daha fazla içerik yapılabileceği anlamına geliyor. Örneğin, geçen haftalarda yayınlanan, bir kolej yönetiminin sınava giren öğrencilerin yaşam koşullarının zorluğuna göre puanlama yapacaklarına ilişkin içerik 2000 yorum aldı. Bu da, bir sonraki haberi besleyecek okur anketleri dahil 800’ün üzerinde yorum alan SAT sınavına girmek için ek süre alan öğrencilere dair bir başka içeriğin yayınlanmasına yol açtı. Şu makalede sonuçlar görülebiliyor. Gazete yaz aylarında yorumların gösterildiği video ve ses temelli içerikler yayınlamayı planlıyor. Yayıncı bunun ücretli abonelerle gazeteciler arasında ve abonelerin kendileri alarında bir topluluk kültürü oluşturmasının ilk adımı olduğunun altını çizdi.
Nisan ayında ortaya çıkan bu yeni strateji aslen yayıncının kasım ayında başlattığı bir araştırmanın çıktısı. Bu süreç bir takım hipotezleri kanıtlamış oldu: Katkıda bulunanlaradan daha fazla sayıda katkıda bulunmak isteyen bir kitle var. Uzun yorum yapanlar arasında, yalnızca küçük bir yüzde görüşlerini dile getirmeden önce makalenin tamamını okumama eğiliminde. Uzun yorumcular, orijinal yorumlar yazmak yerine başkalarına cevap verme eğilimindeler. Bu tip kullanıcılar, mecranın tacizci içerikleri engellemeyi amaçlayan topluluk kurallarını daha sık ihlâl etmekteler.
Son bir ay içerisinde, WSJ kitlesinden aldığı geri dönüşlere bağlı birkaç adım daha attı. İnsanların makalelere yorum yapabilme sürelerini 48 saatten 4 güne çıkardı. Çünkü, çevrim içi yayınlandıktan birkaç gün sonra basılan içeriklerin geleneksel okurlarının yorum yapmak için siteye girdiklerinde yorumların kapalı olduğunu gördüklerini öğrendiler.
Okurlar ilginç düşünceler paylaştıklarında yayıncı bu yorumları öne çıkarıyor ve sosyal ağ hesaplarında ve haber bültenlerinde paylaşıyor. WSJ’nin günlük bülteni “The 10-Point”ta kitlenin yaptığı tartışmaya verilen link mecradan gelen bilgiye göre içeriğin kendisinden çok tıklanıyor.
Yorumları düzenleyen ekibe, kitlenin sesi ekibi adı veriliyor, ve ekip kasım ayından bu yana üç yarı-zamanlı çalışandan altı tam zamanlı çalışana ulaştı. Ekibe editoryal tecrübesi olan iki kişi daha alınacak. Story, buradaki amacın bekçilik yapmak değil ilgi çekici ve haber değeri olan hikâyelerin öne çıkmasını sağlamak olduğunu söylüyor.
Çoğu yayıncı gibi, Wall Street Journal da insanların topluluk kurallarını çiğnememelerini ve hoş olmayan yorumlara yönelmemelerini sağlamak için hem teknolojiyi hem insan denetimi kullanıyor. Son dönemde yorumların kalitesi artmış durumda, çünkü şimdi her kitle tartışması bir gazetecinin sorusu ile başlıyor. Belki de şaşırtıcı olmayan bir şekilde, bir kullanıcının bir başka yorumu uygunsuz olarak işaretleme sayısı kısmen azalmış durumda, zira WSJ bu içerikleri ayrıca vurgulayarak bu yorumların sahiplerini düşünmeye sevk ediyor.
“Bu kaliteyi artırıyor. Bunu haber masasında da kullanıyoruz. İzleyiciyi dahil ettiğimizde işler daha iyi. Gazeteciler için daha ilgi çekici ve alakalı hikâyeler üretilmesi, kitlenin de daha fazla yatırım yapması ve daha fazla zaman geçirmesi anlamına geliyor,” diyor Story.
Bu içerik ilk olarak Digiday‘de yayınlanmıştır.