NewsLabTurkey Ne Okuyor’dan Herkese Merhaba!
Bu hafta “Ne Okuduk” bölümümüzde platformlar ve kullandıkları algoritmaların yarattığı sıkıntılar gündemin öne çıkan başlıkları. Hem Twitter’ın telif algoritması hem de YouTube’un bilgilendirme sistemi ilgi alanımıza giren konularda sıkıntı yaratmayı başardı.
“Haftanın Odağı”nda ise pazartesi günü sahiplerini bulan Pulitzer Ödüllerini ve ödülün tarihini ele aldık. ABD odaklı olmasına rağmen tüm dünyanın ilgiyle takip ettiği bu ödüller ve ödüle ismini veren Joseph Pulitzer hakkında bilgilendirici bir derleme oldu.
Şimdilik benden bu kadar. Görüş ve önerilerinizi her zaman bekliyoruz.
Haftaya görüşmek üzere!
—Ahmet A. Sabancı
Bu hafta ne okuduk?
PULITZER ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU: ABD’deki en büyük gazetecilik ödüllerinden birisi olan ve tüm dünyanın büyük bir ilgiyle takip ettiği Pulitzer Ödüllerinin 2019 yılı kazananları geçtiğimiz hafta içerisinde açıklandı.
Ödüllerin gündemi, ABD’nin ve dünyanın gündemiyle de büyük benzerlikler gösterdi. Gazetecilerin karşılaştıkları şiddet ve baskı ödül töreninde sıkça gündeme gelirken, ödül alan çalışmaların önemli bir kısmı göç, kitlesel silahlı saldırılar ve Trump’a odaklanan çalışmalardı. Törende özel olarak Kaşıkçı ve Maryland’deki Capital Gazette’ye yapılan saldırıda hayatını kaybeden beş gazeteci de anılarak, gazetecilerin giderek daha da zor koşullarda çalışmak zorunda kaldıklarına vurgu yapıldı.
Ayrıca Pulitzer’in bu yılki kazananlarından birisi olan Susanne Craig ile yapılmış güzel bir podcast sohbetini de buradan dinleyebilirsiniz.
TWITTER’IN OTOMATİK TELİF SİSTEMİ HABER SANSÜRLERSE: TorrentFreak isimli haber sitesi, adından da anlaşılabileceği üzere korsan içerikler ve bunlara dair teknolojilere ve haberlere odaklanan bir site. Site ağırlıkla hangi içeriklerin ne şekilde internete sızdırıldığı ve bunlarla ilgili yasal ve diğer gelişmelere odaklanıp haberleştiriyor fakat asla bu içeriklere link vermiyor. Tıpkı geçtiğimiz günlerde ABD’li Starz TV’nin kimi dizilerinin özel gösterim kayıtlarının internete düşmesi gibi.
Artık her büyük platformda olduğu gibi, Twitter’da da şirketlerin telif haklarını koruyan ve bunu ihlal etme “ihtimali olan” içerikleri otomatik tespit edip kaldıran bir sistem var. Fakat bu sistemler genellikle şirketlerin itirazlarını ve taleplerini yerine getirip onları memnun edecek şekilde tasarlandığı için, hemen her telif iddiası sorgusuzca kabul ediliyor ve hataları düzeltmek o içeriği yükleyen kullanıcıya kalıyor. Bu yüzden de bu sistemlerin kötüye kullanımı veya bilinçsizce kullanılması söz konusu olabiliyor. İşte Twitter’da tam olarak bu oldu ve bu haberi paylaşan tüm tweetler bir anda gizlendi.
Tweetleri kaldırılanlar arasında gazeteciler ve ABD’li dijital haklar derneği EFF’in de olması haberin hemen yayılmasını ve kısa bir süre içerisinde sorunun çözülmesini sağladı. Ne var ki bu durum artık sıkça karşımıza çıkıyor. Örneğin, 2012’de Curiosity robotunun Mars’a iniş videosu NASA’nın resmi YouTube hesabından sahte bir telif iddiası yüzünden kaybolmuştu. Hatta bu sistemi kullanarak insanların yaptıkları üzerinden para kazanmaya çalışanlar bile var. Ama bu sistemler tamamen otomasyona dayanıyor ve çoğu zaman itiraz eden büyük bir hesap değilse ciddiye bile alınmıyor. Bunun için şu anda hiçbir ciddi çözüm önerisi yok, o yüzden de benzer haberleri gelecekte de göreceğimize eminim.
BİR GAZETECİ TWITTER’DA KİMİ ENGELLEMELİ?: Daha önce de bültenimizde ele almıştık, gazeteciler için Twitter’ı kullanmak diğer kullanıcıların yaşadıklarının ötesinde birçok zorluğu da beraberinde getiriyor. Özellikle de eleştiri sınırının aşılıp saldırı boyutuna varan durumlar birçok gazeteci için tanıdık. Bu noktada da gazeteciler en işe yarar araçlara, engelleme ve mute özelliklerine başvuruyorlar.
Fakat geçtiğimiz günlerde gazeteci Ken Vogel, yazdığı habere sert eleştiriler getiren ABD’nin eski Rusya büyükelçisi Michael McFaul’u Twitter’da engelleyince, bir gazeteci Twitter’da kimi engellemeli ya da kimi engellememeli tartışması tekrar açıldı. Elbette troller, aşırı ısrarcı takipçiler gibi hesapları engellemek dışında çok fazla bir seçenek yok. Fakat birisinin size yaptığı eleştiriler o kişiyi engellemek için bir gerekçe olabilir mi? Sorunun cevabı kişisine göre değişebilir fakat en azından Ken Vogel’in çalıştığı New York Times’ın çalışanları için hazırladığı sosyal medya rehberine göre, Vogel’in engellememesi gerekiyordu. Bu yüzden olacak ki, kısa bir süre sonra Vogel McFaul’un engelini kaldırdı ve konu —en azından ikisi arasında— şimdilik kapandı.
YOUTUBE’UN ALGORİTMALARI GÖRDÜĞÜNÜ ANLAMAKTA ZORLANIYOR: YouTube, özellikle platformdaki bilgi kirliliği, komplo teorileri ve yalan haberlerle mücadele için yeni bir teknoloji deniyor. Bu sistem, videoların içeriğine bağlı olarak video altında bilgilendirme amaçlı bir bölüm açıyor ve genellikle Encyclopedia Britannica gibi kaynaklara yönlendiriyor. İyi niyetli bir çaba gibi görünse de, YouTube algoritmalara güvendiği için bu sistem birçok sorunu da beraberinde getiriyor. Tıpkı geçtiğimiz hafta yaşanan üzücü Notre Dame yangınında olduğu gibi.
Birçok uluslararası olayda olduğu gibi, yangının fark edilmesiyle birlikte YouTube’da haber kanalları ve başka insanlar yangını canlı yayın olarak vermeye başladı. Ancak bu yayını izlemek isteyenler, alt kısımdaki bilgilendirme menüsünde Notre Dame ya da ilgili başka bir başlık yerine 11 Eylül saldırılarını gördü. Algoritma, yayındaki yangını 11 Eylül saldırısı videolarına benzetip insanları o konuda bilgilendirmeye karar verince de ortalık karıştı. YouTube kısa sürede müdahale edip bu menüyü o videolardan kaldırsa da, insanları bilgilendirme konusunda algoritmaların neden sıkıntılı olabileceğine dair güzel bir örnek daha sunmuş oldu.
ESKİ MODELİN SORUNLARINI NASIL ÇÖZERİZ?: The New Yorker ve Vogue hem dergiciliğin hem de gazeteciliğin belirli bir akımının sembolleri olan yayınlar. Şu anda çatısı altında oldukları Conde Nast’ta yayınlanan diğer dergilerin yanı sıra dünyanın farklı yerlerinde birçok gazeteciyi ve dergiyi tarzlarıyla etkileyip ilham vermiş yayınlar. Fakat günümüzde bu tarz yayıncılığın bir sıkıntı içerisinde olduğunu söylemek mümkün.
Peki bu sorunları nasıl aşacağız? Grant McCracken kişisel sitesinde yayınladığı yazısında bu sorunu, arkasında yatan sebepleri ve çözüm için nasıl bir yaklaşımın gerektiğini açık bir şekilde ele almış. Yalnızca bu eski model için değil, genel olarak yeni gazeteciliğin nasıl şekillenmesi gerektiği üzerine de çok ilham verici bir yazı.
Haftanın odağı: Pulitzer Ödülleri
Gazetecilik alanında bilinen en meşhur ödüllerden birisi Pulitzer. Her ne kadar yalnızca ABD’de yayın yapan gazeteciler ödülü almaya hak kazanabiliyor olsa da, tüm dünyadaki gazeteciler tarafından takip edilen ve her sene kimlerin kazanacağının merak edildiği bir ödül. ABD’de çalışan bir gazeteci olarak bu ödüle aday gösterilmek bile rüştünüzü ispatlamak açısından büyük öneme sahip.
1847 yılında Hırvatistan’da doğup büyüyen ve asker olarak ABD’ye gelip ardından 25 yaşında yayıncılık kariyerine başlayan Joseph Pulitzer, ABD gazetecilik tarihi açısından önemli bir figür. Gazetecilik ve yayıncılık alanındaki başarısıyla elde ettiği gelirinin öldükten sonra da gazetecilik için kullanılması için vasiyetinde şu anda Pulitzer Prize olarak anılan ödüllerin verilmesini isteyen Pulitzer’in vasiyeti, 1912 yılında kurulan Columbia School of Journalism tarafından 1917 yılından bu yana gerçekleştiriliyor.
Her ne kadar zaman içerisinde değişse ve verilen kimi ödüller ciddi tartışmalara yol açmış olsa da, Pulitzer Ödülleri birçok anlamda önemini ve etkisini korumaya devam ediyor. Özellikle de ABD’de gazeteciliği anlamak ve standartları görebilmek açısından ödülleri takip etmek oldukça faydalı.
Bu yüzden bu hafta bültenimizde yalnızca ödüllerin haberine yer vermekle kalmak istemedik ve haftanın odağına da Pulitzer Ödüllerini alarak, ödüller ve Pulitzer’in kendisi ile ilgili bir derleme hazırladık. İyi okumalar.
- Biography of Joseph Pulitzer — Seymour Topping
- History of The Pulitzer Prizes — Seymour Topping and Sig Gissler
- Pulitzer Prize Winners
- What Pulitzer Prize-Nominated Books Should You Read First? —Concepción de León
- From street kid to Pulitzer: why Kendrick Lamar deserves the prize — Dorian Lynskey
- The questionable morals of Edith Wharton’s ‘The Age of Innocence’ — Mike Pride
- Five myths about the Pulitzer Prizes — Roy J. Harris Jr.
- Letter from the Pulitzer Fiction Jury: What Really Happened This Year — Michael Cunningham