Medya endüstrisi, devasa değişimler çağında sürdürülebilir bir iş modeli arayışını sürdürmekte. Eski medya kuruluşları da yeni girişimler de projelerine finansman bulmak için benzer şekillerde mücadele ediyor.
Birçok medya girişimcisi ve gazeteci, alternatif yöntemlerle fon geliri elde etmeye çalışıyor. Bunu yapmak için en popüleri olmasına rağmen, cesaret gerektiren yöntemlerden biri kitlesel fonlama.
Kitle fonlaması neden ilginç bir seçenek?
National Geographic çalışanı ve Out Of The Eden Walk’un yaratıcısı olan Paul Salopek, iddialı ve özgün bir gazetecilik projesinin yöneticisi konumunda. İşi, Afrika’dan başlayarak en eski göç yollarından birini yürümek.
Eski bir Chicago Tribune muhabiri olarak, geniş bir çevresi ve deneyimi olmasına rağmen birçok editör projesini finanse etmeyi reddetti. Hibe ve ortaklıklar bulduktan sonra bile, projeyi en iyi şekilde yürütebilmek için fon bulmaya devam etmesi gerekiyor.
Başlangıçta kitle fonlaması fikri onu çok heyecanlandırmıyordu. Fakat son yıllarda düzenlediği Kickstarter kampanyaları aracılığıyla kitlesi ve potansiyel okurlarıyla iletişime geçme fırsatı buldu.
“Fikrinizin değerini doğru şekilde anlatma gerekliliği sizi dürüst kılar,” diyor.
Riveter Magazine de okur kitlesini genişletmek için abonelik artırma aracı olarak bir kitle fonlaması kampanyasına başvurdu.
Kurucu editör Kaylen Ralph, “Bunu, keyfi bir sayı veya miktarda fon toplamak yerine abonelik modeli oluşturmanın bir yolu olarak kullandığımız için memnunum,” diyor.
“Bu çok zor ve stresli, üstelik hedefinize ulaşamama ihtimaliniz de var ama, eğer becerirseniz ne yaptığınızı bilen ve bunu bekleyen insanlar kazanmış olursunuz,” diyor The Deep’in kurucularından Chelsea Murray.
Gazetecilik projeniz için kitle fonlamasıyla ilgili ipuçları:
Yerleşik medya kuruluşlarından yardım isteyin
“[the Out of Eden Walk] fikri bana ait olsa da ana partnerim National Geographic de dahil olmak üzere medya partnerlerinden yardım istiyorum,” diyor Salopek.
Bu yılki kitlesel fonlama kampanyası için Knight Foundation’a da ulaşmış ve onlar da belirli bir dönem için bağış yapmayı kabul etmişler. Abundance Foundation da sonrasında aynı türde bir katkı yapmayı teklif etmiş.
The Deep, Halifax Nova Scotia’da yayınlanan haftalık gazete The Coast Weekly ile ortaklık kurdu. Murray ve eş-kurucu Matthew Halliday editör ve yayıncılara kampanyaya başlamadan bir yıl önce fikirlerini açmışlar. The Coast Weekly de bağışçılara verilecek ödüller konusunda yardımcı olmuş.
Kitlenizin kim olduğunu öğrenin
The Deep, Kanada Atlantik Bölgesi’nden hikâyeler anlatmaya odaklanan bir platform. Bu nedenle de Murray’e göre kurucular buralardaki yerleşim yerleri ve eyaletlerden insanlara ulaşmışlar.
Birkaç kampanyanın ardından, Salopek kitlesinden çok şey öğrendiğini söylüyor.
“On yıl sürecek bir proje için yalnızca birkaç yüz kişi katkıda bulundu; ama bu gazeteciliği seven kemik okur kitlesini gazeteciliği seven komşuları ve arkadaşlarıyla konuşmaları için cesaretlendirdik,” diyor.
Ona göre Gambia’da seçim sonrası olanları ele alan bir proje için seçilecek strateji farklı olmalı ve odağı bir seferlik bağış yapıp sonra ilişkiyi keseceklere yöneltmeli.
Kampanyayı sanal alanın dışına çıkarın
Halliday ve Murray, projelerini gün ışığına çıkarmak için biri kampanyanın açılış gününde öteki ise bir ay sonra gerçekleşen iki etkinlik düzenlediler. Birinci etkinlik bir canlı hikâye anlatma gecesiydi ve kampanyanın geri kalanına yön verdi.
Murray, “Sanırım insanlar o gece hakkında çok iyi şeyler hissettikleri için proje hakkında da çok iyi şeyler hissettiler,” diyor.
Aciliyet duygusu aşılamak için kampanyanızı kısa tutun
The Deep, 60 günlük bir kampanya yapmaya karar verdi, fakat bunun çok stresli olduğunu söylüyorlar. Murray, bir şeyi değiştirebilseydim 60 yerine 30 gün yapacağını söylüyor. Kickstarter da web sitesinde 30 günlük kampanyalar öneriyor.
Önceden hazırlanın
Salopek, “Bu işler çok fazla ön planlama gerektiriyor,” diyor. “Bir hafta sonu kitlesel fonlama kampanyası yapmaya karar verip bir sonraki hafta da kampanyayı başlatırsanız muhtemelen başarısız olursunuz.”
Sayfanızı kurmak, vizyon ve iş modeli oluşturmak, destekçiler için ödülleri hazırlamak, video hazırlamak ve diğer işler düşünüldüğünde en başarılı kampanyaların hazırlanması haftalar veya aylar alır.
Halliday, “Her şeyin %100 sonuçlandırılması gerekmiyor,” diyor. “İşler zamanla değişir, fakat Kickstarter’ı başlattığınızda yapmayı planladığınız şeylerin yüzde 80 ila 90’ına sahip olmanız gerekir, çünkü yapmayı vaat ettiğiniz şey budur.”
Sosyal medya kilit nokta
Salopek, projenizle ilgilenebilecek çok sayılı takipçisi olan insanlardan -sosyal medya amplifikatörlerinden- destek almanızı ve kampanyanız başladığında size tweet’lerle yardım etmelerini istemenizi öneriyor.
Murray, “Projenizle ilgilenecek kişilerin bir listesini oluşturun ve onlardan ister para vererek ister tweet atarak destek olmalarını isteyin,” diyor. Ne var ki arkadaşlarınız ve ailenizin yayınlarınızı otomatik olarak paylaşmasını beklemeyin.
Murray, “İnsanların kendi kendilerine sizi retweet’leyeceklerine güvenmeyin. Bugün bu tweet’leri atıyorum, lütfen paylaşır mısınız tarzında mesajlar atın,” diyor.
Here’s why @vicecanada columnist, @CBCNL ranter & pug enthusiast @drewfoundland thinks Atlantic Canada needs @TheDeepMag pic.twitter.com/6zHOUfD76H
— THE COAST HALIFAX (@TwitCoast) December 2, 2016
Facebook’u küçümsemeyin
Gazeteciler ağırlıklı olarak Twitter kullanma eğilimindedir, ama Facebook çok daha fazla trafik çekebilir ve daha fazla topluluğa ulaşmanıza olanak tanıyabilir.
Halliday, “Twitter’daki takipçi sayımızdan çok daha az sayıdaydı Facebook’taki beğenilerimiz fakat Facebook’tan çok daha fazla para geldi,” diyor.
Deep, kabaca, para bağışında bulunan her Twitter takipçisine karşılık iki Facebook takipçisinin para verdiği ve miktarın daha büyük olduğu sonucuna ulaşmış.
Sosyal medya dışında da destek istemeye devam edin
Sadece DM, tweet’ler veya paylaşımlar aracılığıyla destek istemeyin; destek sağlamak için eski moda e-postaları da kullanın.
“Özünde soğuk bir e-posta hazırladık ve bunu medya ve cemiyetten insanlarla gazetecilerden oluşan yalnızca 200 ya da 250 kişilik bir listeye ilettik,” diyor Halliday. Bu e-postalar taahhütlerin yüzde 20’sini oluşturmuş ve bazı paylaşımlar buradan gelmiş.
Bu içerik ilk olarak ijnet.org‘da yayınlanmıştır.