Çatışmalı bölgelerde gazetecilik: Dijital güvenliği nasıl sağlayabiliriz?

Ucuz ve yaygın hâle gelen kayıt ve yayın araçları sayesinde, savaş ve çatışma bölgelerinden haber merkezlerine, sosyal medyaya ulaşan görüntü, bilgi ve belge miktarı eskiye göre dramatik artış gösterdi. Ancak bu durum o bölgelere giden, mesleği bilen ve etik kurallar çerçevesinde haber yapan habercilerin önemini azaltmadı. Gelişen iletişim teknolojileri çatışma taraflarının manipülasyon olanaklarını da artırdı. Belirsiz kaynaklardan haber merkezlerine ulaşan veri ve fotoğraf/görüntüleri doğrulatabilmek başlı başına bir uzmanlık gerektiren bir alan. Böyle bir bilgi düzensizliği ortamında olayları hâlâ mümkün olduğunca güvenilir kaynakların geçtiği haberler üzerinden öğrenmeye ve deneyimli habercilerin aktarımıyla anlamlandırmaya ihtiyaç var. Çatışmalı bölgelerde yürütülecek haber faaliyetleri sırasında habercinin can ve bilgi güvenliği ile ilgili alması gereken önlemler de gelişen teknolojiyle birlikte arttı ve çeşitlilik gösterdi. Artık bir habercinin sadece geleneksel tehditlere karşı önlem alması yeterli değil; dijital ortama ilişkin önlemler alınması da hem habercinin can güvenliği hem de haberin, haber merkezine sorunsuz aktarımı konusunda kritik önemde.

Temiz bir dijital kimlik

Gündelik hayatın olağan akışında, rutin bir haber gününde dahi bir habercinin kamuya açık yerlerde kablosuz ağ bağlantısı kurarken çalıştığı bilgisayardaki verilerin ele geçirilmesi riski ve bu riski en aza indirme konusunda kapsamlı bir yazı NewsLabTurkey‘de daha önce yer almıştı. Bu yazının okunmasını önererek çatışmalı alanda mevcut risklere ek olarak nasıl tehditler beliriyor ve bunlarla başa çıkmak için neler yapılabileceğine bakalım.

Öncelikle artık biyometrik kimliğimiz gibi bir de dijital kimliğimiz olduğunu unutmamalıyız. Çatışma bölgelerinde kimi zaman sizi tutuklayan, esir/rehin alan güçler, kimi zaman da hayatınızı emanet ettiğiniz tarafın üyeleri sizi ayrıntılı bir dijital kimlik taramasından geçirecektir. Bu tarama, cep telefonunuzdaki sosyal medya mesajlarından, bilgisayarınızdaki ses ve görüntü dosyalarına, internette bıraktığınız ize kadar uzanabilir. Özellikle gözaltına alındığınız ya da rehin alındığınız bir durumda sizden öncelikle ceplerinizi, çantanızı boşaltmanız isteniyorsa bunu bilgisayar, cep telefonu şifrelerinizi vermeniz yönündeki talebin ve sosyal medya hesaplarınıza bakılmasının izleyeceğinden emin olabilirsiniz. Böylesi bir deneyimi yaşayan gazeteci Bünyamin Aygün’ün anlattıklarına bu noktada kulak kabartmakta fayda var.

[bctt tweet=” İzlenen çatışmanın doğasına dair taraflarca olumsuz algılanabilecek sosyal medya paylaşımları, yazılar ya da görüntüler telefon, bilgisayar ya da sosyal medya ortamlarında bulunmamalı” username=”newslabturkey”]

Bu konuda, mümkün olduğunca “temiz” bir dijital sicil ve arşivle yola çıkmak riskleri an aza indirecektir. Özellikle izlenen çatışmanın doğasına dair taraflarca olumsuz algılanabilecek sosyal medya paylaşımları, yazılar ya da görüntülerin telefon, bilgisayar ya da sosyal medya ortamlarında bulunmaması, bunu sağlayabilmek adına sadece iş için gerekli olan ve bu hassasiyetler gözetilerek kullanılan elektronik cihazlar taşınması (bazı dosyaları bilgisayarınızdan silseniz dahi bunların kolaylıkla geri getirilebileceğini unutmayın), sosyal medya paylaşımları yaparken bunun ileride yol açabileceği olası sorunların hesaplanması oldukça önemli. Sosyal medyada gerekiyorsa birden çok hesabın bulunması; gündelik olarak kullanılan hesapların güvenlik ayarlarının üst düzeyde olması gerekmekte.

Kolay erişilen, kolay kurulan güvenlik araçları

Ayrıca elektronik cihazların ele geçirilebileceğini ya da parçalanabileceğini hesaba katarak yola çıkmadan önce verilerin yedeklenmiş olması da önemli. Bilgisayardaki verilere gizli bir müdahalenin önünü kesmek için TrueCrypt ya da FileVault gibi şifreleme araçlarından faydalanılabilir. Ayrıca dijital olarak izinizin sürülmesini engelleyebilmek için Tor ağı üzerinden,  Tails işletim sistemi ile çalıştığınızda, kullandığınız bilgisayarda ya da internette iz bırakmadan çalışabilmek, araştırma yapabilmek mümkün.

[bctt tweet=”TOR ve Tails ile internette ve kullandığınız bilgisayarda iz bırakmadan araştırma yapabilmeniz mümkün.” username=”newslabturkey”]

Cep telefonunuzun ele geçirilmesi hâlinde tüm bağlantıda olduğunuz kişilerin de can güvenliklerini tehlikeye atabileceğinizi unutmamalısınız. Hattınızın ya da temasta olduğunuz kişilerin hatlarının dinlendiğinden şüpheleniyorsanız internet üzerinden arama yapmaya olanak sağlayan mesaj uygulamalarını tercih etmek faydalı olacaktır. Ancak hâlâ birçok coğrafyada, her uygulamanın yaygınlaşmadığını akılda tutmak, internet kesintileri olabildiğini de unutmamak gerekiyor. Bu nedenle, mobil telefon hatları ya da sabit hatları sık sık kullanmak durumunda kalabilirsiniz. Bu durumda, birden çok SIM Kart taşımak, olası tehlike anlarında kontakların bulunduğu sim kartı imha etmek sadece habercinin değil, temasta olduğu kişilerin güvenliğini sağlamak için de önemlidir. Bir diğer basit önlem de temasta olduğunuz kişilerin numaralarını takma isimler ya da ayrıntılarla kaydetmektir. Sosyal medya yazışmalarının, arama kayıtlarının ve mesajların düzenli ve sık aralıklarla temizlenmesi de gerekmektedir.

Bazı durumlarda haber bekleyebilir

Çatışma bölgesinde takip ve gözetimi engelleyebilmek için konum servisinin kapatılması kritik önemdedir. Sinyal izinin de takip edilememesi, akıllı telefonun tamamen sağırlaştırılması, yani bataryası ve SIM kartının çıkarılması (iPhone ise telefonun gerekiyorsa taşınmaması) ile mümkün. Birçok savaş ve çatışma bölgesinde telefon ve/veya GSM hatları çalışmıyor olabilir. Bu nedenle uydu telefonları hâlen sıklıkla kullanılan iletişim araçları. Ancak uydu telefonları, canlı bağlantı araçları ve GSM hattı kullanan 4G cihazları gibi araçların da kolaylıkla izlenip, yer tespiti yapılabildiğini hatırlamak gerekiyor. Suriye’nin Humus kentinde 2012 yılında bulundukları noktaya isabet eden top mermisi nedeniyle hayatlarını kaybeden iki gazetecinin yerinin kullandıkları elektronik cihazların yaydığı sinyaller sayesinde tespit edilmiş olabileceği iddia edilmişti.

[bctt tweet=”Çatışmalı bölgelerde habercilerin can güvenliği, çoğu zaman alınan basit önlemlere bağlı.” username=”newslabturkey”]

Bu ve benzeri iddialar sonrası, çok sayıda medya kuruluşu ve haberci, güvenli bir bölgeye ulaşmadan yayın yapma, hatta haber geçme konusunda eskisi kadar aceleci davranmamaya karar verdi. Çatışmalı bölgelerde habercilerin can güvenliği, çoğu zaman alınan basit önlemlere bağlı olabiliyor. Günümüzde bu önlemlerin dayandığı bilgi birikiminin içinde dijital güvenlikle ilgili başlıkların da yeri her geçen gün artıyor.

İlginizi çekebilir
Daha fazlasını oku

Biraz daha güvenlik

ICFJ (Uluslararası Gazetecilik Merkezi), 2017’de birçok gazetecinin katıldığı bir rapor yayınladı. Çalışmanın bir bölümünde gazetecilerin bilgi güvenliğine ne…