Apple Vision Pro: Karma gerçeklik trendinin yeni üyesi

Mega şirket Apple, yeni ürünü Apple Vision Pro’yu (AVP) piyasaya sürdü. Ürün, “sanal gerçeklik” ifadesinin taşıdığı olumsuz anlamdan olsa gerek, “karma gerçeklik gözlüğü” ifadesiyle lanse ediliyor. Sosyal medya bombardımanı nedeniyle birçok insan ilk defa böyle bir ürünün kullanım videolarını görüyor olsa da AVP ne ilk sanal gerçeklik/karma gerçeklik gözlüğü ne de tek. Piyasada ön plana çıkan farklı gözlüklere bakacak olursak, fiyat açısından AVP’nin rakiplerinden ayrıldığı görülüyor.

  • Apple Vision Pro: $3500
  • Meta Quest 3: $650
  • Valve Index VR: $1460
  • Sony Playstation VR2: $549 
  • Huawei Vision: $1750

Etiket fiyatı 3500-5000 dolar arasında olan Apple Vision Pro’nun fabrikadan çıkış maliyetinin yaklaşık 1500-1700 dolar, Meta Quest 3’ün maliyetinin ise 400-450 dolar civarında olduğu tahmin ediliyor.

Karma gerçeklik gözlüğü pazarında 2024 senesinde 20-25 milyon civarı ürünün satılacağı tahmin ediliyor. Geçen sene dünyada bir milyardan fazla akıllı telefon, 150 milyon tablet, 170 milyon akıllı saat, 200 milyon televizyon satıldığını düşünecek olursak heyecan yaratan yeni bir ürün olmasına rağmen hedeflenen satış miktarının 20 milyon civarında olması karma gerçeklik gözlüğü pazarının aslında ne kadar küçük olduğunu gösteriyor.

Peki 150-200 bin liralık etiketiyle küçük bir arsa fiyatına denk gelen Apple Vision Pro çığır açarak önümüzdeki on yıllara damgasını vuracak bir ürün mü yoksa hak ettiğinden daha fazla heyecan yaratan gereksiz ya da lüks bir teknoloji mi?

Teknoloji ve gündelik hayat

Bizi ilgilendiren hâliyle teknoloji, gündelik hayatımızdaki problemlere çözümler üretir. Mesela çamaşır makinesinin insanlığa sağladığı faydanın internetin sağladığı faydadan daha fazla olduğu düşünülebilir. Beyaz eşyalar insanların gündelik hayatlarında doğrudan olumlu etki yaratıyor. Bir icat olarak akıllı telefonların da gündelik hayata dair birçok probleme çözüm ürettiğini söyleyebiliriz.

Buradan bakacak olursak şu soruları sorabiliriz: Apple Vision Pro günlük hayattaki hangi ihtiyacımızı karşılıyor? Eskiden yaptığımız neyi daha verimli yapmamızı sağlıyor? Hangi problemi çözüyor?

Fanboy’lar zorlayarak cevap verirse birkaç bir şey söyleyebilir belki ama bence bu soruların cevabı koca bir boş küme.

Ben yemek yaparken veya çamaşır katlarken karşıma tableti koyup -bu aralar- For All Mankind dizisini izliyorum. Bu işleri yaparken kafamda bir kiloya yakın bir gözlük olmasını istemem. Hiç pratik değil. Herkes uzun süre kullanıldığında gözlüğün kafayı sıktığını, fazla ağırlık yaptığını ve yüzünüzde izler bıraktığını söylüyor. Öte yandan ürünün batarya ömrü sadece iki saat. Bir Scorsese filmini cihazı şarj etmeden bitiremiyorsunuz yani. Bir iPhone boyutundaki batarya ise kabloyla cebinizde duruyor. Mesela kulaklıkların kablosu gündelik hayatta bir verimsizlik yaratıyordu. Fakat bluetooth kulaklıklar bu sorunu çözmüştü. Ağırlığı azaltsın diye batarya gözlüğe entegre edilmemiş ama her şey kablosuzlaşırken gözlüğün kablolu olması, başta söylediğim gibi, gündelik hayattaki verimliliği artırmıyor. Bu yüzden ben, hantal kullanımıyla karma gerçeklik gözlüklerinin günlük hayatın bir parçası olacağını hiç sanmıyorum.

Gözlük, konsolda oyun oynarken deneyimi yükseltebilir ama bunun için de 3500 dolarlık bir ürüne gerek yok. Sony’nin konsol gözlüğü 500 dolar. YouTube’daki kıyaslama videolarında birçok Apple hayranı bile Apple Vision Pro’nun daha kapsamlı bir ürün olduğunu söylese de 500 dolarlık Meta Quest 3’ten yedi kat daha iyi olmadığı konusunda hemfikir. Bugün böyle bir ürüne 3500 dolar vererek aslında Apple Vision Pro’nun Ar-Ge faaliyetini dolaylı olarak sübvanse etmiş oluyorsunuz. Bu, henüz ilk jenerasyon bir ürün için benim yapmak isteyeceğim bir şey değil.

Özel uygulamalar ve rekabet

Eleştiri noktalarından biri de uygulamaların yetersizliği. AVP’nin vurucu bir uygulaması yok. MacBook, iPad ve iPhone’da kullandığınız App Store’da bulunan uygulamaların çoğu bile yok. YouTube, Netflix ve Spotify, şimdilik AVP’yle uyumlu bir uygulama geliştirmeyi düşünmediklerini belirtti. Bunun sebebi, başlangıçtaki talep yetersizliği. Eğer beklenen kullanıcı hacmine ulaşılırsa, ürünün gelecek modellerinde geliştiriciler mevcut uygulamaları AVP için de kodlamayı ekonomik olarak belki mantıklı bulabilir.

Mesela PlayStation ile Xbox arasındaki rekabet, markaya özel oyunlar ile dönüyor. The Last of Us sadece PlayStation’da, Gears of War sadece Xbox’ta var. Özel bir oyun için bu konsollardan birini tercih eden insanlar var. Aynı şey dizi ve filmler için de geçerli. Örneğin; La Casa de Papel sadece Netflix’te, Reacher sadece Prime Video’da mevcut. Dolayısıyla, Apple Vision Pro’nun henüz özel ve vurucu uygulamalarının olmaması Apple’ın elini zayıflatıyor. İlerleyen yıllarda Samsung, Xiaomi, Huawei; hatta Google ve Microsoft’un da bu trene bineceğini düşünürsek özel içerik rekabetinin epey sert olacağını bekleyebiliriz.

Gereksiz bir lüks olarak Apple Vision Pro

Videolarda kafasında AVP ile kafede, metroda, trende veya arabada oturup ellerini havada oynatan insanlar görüyorsunuz. Gerçeklikten ve ortamdan tam bir kopuş! Evet, bir kafede karşılıklı oturan iki arkadaş da kafalarını telefona gömüp ortamdan kopabiliyorlar ama kafanızı telefona eğip ortamdan kopmak ile aynı şeyi kafanıza gözlük takıp yapmak arasında epey fark var. Yani bu gözlüklerin sosyal izolasyonu ve yalnızlığı akıllı telefonlardan daha fazla artıracağı aşikâr. Eğer bu gözlükler yaygınlaşırsa bu, ciddi bir toplumsal problem yaratabilir.

Tüm bunları üst üste koyunca, ben Apple Vision Pro’nun ikinci bir Apple devrimi olduğunu düşünmüyorum. Dönemlik heyecanlara kapılmamakta fayda var. Apple, Google, Microsoft, Amazon vb. mega şirketlerin başarılı uygulamaları kadar başarısız uygulamaları olduğu da bir veri. Vaktiyle çığır açacağı düşünülen birçok ürün bugün piyasada yok. Unutmayalım ki Segway/Ginger bize yüzyılın icadı diye pazarlanmıştı; bugün ise Cevahir AVM’de Arap turistlere saati 250 liradan kiralanıyor. Aynı şekilde büyük bir sansasyonla piyasaya çıkan Google Glass da artık üretilmiyor.

Benzer bir hype Kindle’da da yaşanmıştı. Etrafımdaki çoğu arkadaşım bir heves Kindle alıp içine yüzlerce kitap yüklemişti. Arada kafede, otobüste kullanılırken gördüğüm o Kindle’ları birkaç ay sonra evlerdeki bir rafta tozlanırken görüyordum. Apple Vision Pro’nun da kaderinin Kindle’a benzeme ihtimali var. Kindle’ın üretimi durmadı ama o eski havasından eser de yok. Ayrıca Kindle görece ucuz bir üründü.

Ben günlük hayatımda Apple ürünleri kullanıyorum. HomePod ve diğer akıllı ev sistemlerinin günlük hayata dokunan, küçük de olsa pratik çözümler önerdiğini düşünüyorum. Ama aynı şeyi AVP için söyleyemeyeceğim. AVP’ye vereceğiniz 150-200 bin lirayla bir akıllı ev sistemi kurabilir ya da üst model bir MacBook Pro ve iPhone alabilirsiniz. Bu arada, gözlüğün gelişeceğine eminim; ağırlığı azalır, batarya ömrü uzar, uygulama çeşitliliği artar, teknik özellikleri yükselir, göreli fiyatı düşer vs. Ama en gelişmiş hâliyle bile bir akıllı telefon, oyun konsolu, televizyon veya buzdolabı gibi kitlesel kullanıma girecek bir ürün olacağını düşünmüyorum. Yani kafelerde, trenlerde, arabalarda kafasında Apple Vision Pro’yla oturup video çekenleri 2-3 ay sonra görmeyeceğimize eminim.

Yazar hakkında

Anıl Aba

İktisat alanındaki lisans eğitimini İstanbul Bilgi Üniversitesi ve London School of Economics'te çift diploma programı ile tamamlayan Anıl Aba, doktora derecesini Amerika'da Utah Üniversitesi'nden aldı. Rusya'da School of Advanced Studies'te bir yıllık post-doc yaptıktan sonra 2018 senesinde Türkiye'ye dönüp Kadir Has Üniversitesi Ekonomi Bölümünde ders vermeye başladı. Aba, aynı zamanda BirGün gazetesinde düzenli olarak popüler iktisat üzerine yazılar yazmaktadır.